Dün Cumhuriyet Bayramının 100. Yıl dönümünü kutladık. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun. Yazımız her ne kadarda bir gün sonra çıksa da biz yine Bayramımızı kutlamadan geçmeyelim. . Senede iki tane dini bayram dışında kutladığımız birkaç tanede milli bayramımız vardır. Aslında hemen hemen her günümüz milletimiz için bir bayram günüdür. Mesela Ağustos ayını örnek verirsek kutlamamız gereken hemen her gün kazandığımız bir zaferin yıldönümüdür.

  Efendim Türk milleti tarih sahne çıktığından beri hiçbir zaman, hiçbir şekilde bir başkasının boyunduruğu altına girmemiş, bir başkası tarafından yönetilmemiş ve hep bağımsız kalmış dünya üzerindeki birkaç millet ve 5-6 devletten biridir. Yani büyük Türk milleti hiç esaret hayatı yaşamamış ve hep bağımsız kalmıştır. Zaten Atatürk te bu önemli özelliğimizi belirterek – Benim en büyük karakterim bağımsızlığımızdır diyerek bunu dile getirmiştir.

 Cumhuriyet tek kelimeyle halkın kendi kendini idare etmesidir. Daha doğrusu kendi hür iradesiyle seçtiği devlet başkanı meclis ve onlar tarafından kurulan Hükümetle idare edilmesidir. Milli iradeye dayanan bir devlet şeklidir. Cumhuriyetin en önemli özelliği halkın seçim ve seçilme hakkını kullanması ve seçimlerin belli zamanlarda yenilenmesidir. Tamamen parlamenter sisteme dayalı ve onun seçtikleriyle yönetilip ve yine onun seçtiği Devlet başkanının statüsüne dayanmaktadır. Ancak yakın zamanda parlamentoyu seçen halkın Devlet başkanını da seçme hakkı millete verilmiştir. Yani hem Devlet başkanını ve hem de parlamentoyu millet hür iradesiyle seçerek daha çok söz sahibi olabilmiştir.

  Türkiye Kurtuluş savaşı sonrasında 29-Ekim-1923 tarihinde gerçekleştirilen siyasi yapı değişimi sonucu Cumhuriyet ilan edilmiş ve devlet şekli Cumhuriyet olarak kabul edilmiştir. Ana yasımıza göre devlet şekli  ‘Cumhuriyettir’ ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmuştur. Son günlerde Cumhuriyet idaresi çok tartışılsa da ülkemizin idaresinin Cumhuriyet olma gerçeğini kimsenin değiştirmeye hakkı ve gücü de yoktur.

  100. kuruluş yılını kutladığımız Cumhuriyet bayramı ile beraber kutladığımız diğer bayramları da gençlerimize iyi anlatmalı onları dini ve milli duygularla donatarak vatanını ve milletini seven birer fert olarak yetiştirmeliyiz. Bazı kişi ve kesimlerce bayram kutlamalarına karşı olanların ve kutlamaların lüzumsuz olduğunu düşünenlerin olduğunu da biliyoruz. Bu vatanın nasıl kurtarıldığının,  bize nasıl yurt olduğunun,  bize hangi şartlarda bırakıldığının gençlerimize mutlaka en iyi şekilde anlatılması lazım. Çanakkale zaferinin,  İstiklal harbinin hangi şartlarda kazanılıp bu toprakların bize vatan olarak kazandırılmasında verilen canların yapılan mücadelenin ve o günkü şartlarda nasıl fedakârlıklar yaparak bağımsızlığımızı koruyup yedi düvele nasıl meydan okuyup kurtuluş savaşını kazandığımızı gençlere ve gelecek nesillere aktarmamız ve onları bu şuurla eğitmemiz lazım. Sadece bununla kalmayıp 21 yaşında ki Fatih’in İstanbul u nasıl fethettiğini ve diğer şanlı zaferlerimiz de gençlerimize iyi anlatmamız lazım. Tarihini ve geçmişini bilmeyen milletlerin geleceğine güvenle bakmaları mümkün değildir.

  Cumhuriyetimizin 100 Yılını kutlarken başta büyük Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize rahmetler, gazilerimize de sağlık ve sıhhatler diliyoruz. Cumhuriyet bayramımız milletimize ve ülkemize hayırlı olsun. Sağlık ve esenlik dileklerimle. Em.Sağ. Yazar Aslan TORUN