Ne kadarınız takip etti, okudu, duydu, gördü bilmiyoruz ama….
Tuvaletin herkes için elzem ihtiyaç olduğu hepimizin malumu…
Kaş Adliyesi’nde tuvalet kavgası çıktı.
Bir avukat tuvaleti geldiği için tuvalete girdi.
Vay sen misin giren; başsavcılık koruması avukatı çıkardı zorla, tuvaletin hakim-savcı-personel tuvaleti olduğunu söyleyip…
İşte tam da bu noktada aslında avukatın tabiri caizse zurnanın son deliği bile olmadığı ortaya çıktı yargı sistemimizde…
Tuvalete sokmayan yargı sisteminde avukat üç kurucu unsurundan biriymiş de falan da filan da…
Abartıyoruz sanmayın, abartmıyoruz…
Tuvalet kavgaları…
Asansör kavgaları…
Kapıdan giriş ayrımcılıkları…
Otopark kavgaları…
Hemen hemen her zaman yaşanılagelen problemlerdir…
Yargının öyle büyük sorunudur ki bunlar ne Yargıtay’a giden bir temyiz dosyasının 5-6 yılda dönmemesi, ne Bölge Adliye Mahkemelerine giden dosyanın 2-3 yılda dönmemesi; ne de basit bir alacak davasının 8-10 yıl sürebilmesi düşünülür bunlar yanında….
Mühimdir tuvalet….
Hadi vatandaş için tuvaleti ayırdınız, güvenlik sebebiyle falan…
Avukat yargı mensubu değil mi ya, ona ne ayrımı bu?
Hoş, bir ara adliyede vatandaş tuvalete para da veriyordu ya, hadi o yok şimdi.
Avukatlara paralı yapın ne dersiniz; ille de personel tuvaleti kullanacaksan at kutuya parayı..
Adliyeye gelir…
N’apsın avukat?
Can güvenliği olmayan meslek gruplarının başında geliyor.
Kaç avukat öldürüldü baktığı davalar sebebiyle, öldürülüyor?..
Hakim, savcı, avukat üçlüsünde en zayıf halka avukat…
Velhasıl…
Tuvalet gündem oldu.
Baro Barolar Birliğine, Barolar Birliği Bakanlığa taşıdı konuyu….
Sonuç var mı yok.
Çözülmez, çözülemez konulardandır bunlar…
Çok mühimdir.
Adliyelerin fiili felç durumu bilinmez, onların çözümüyle uğraşılmaz….
Ama asansör misal…
İlle ayrı olacak, şifre falan…
Tam Cem Yılmazlık haller…
Oysa…
Bir de tuvalet kadar önemli olmayan, herkesin derdiyle başbaşa kaldığı başka sorunlar vardır…
Yargı değil fiilen adliyelerin çalışma sistemiyle ilgili…
Önemli değildir bunlar dersek yalan olur ama sıra gelir ki bilinmez…
Bakınız şu canımız Balıkesir Adalet Sarayımıza…
Açıldığı gün içine sığamayan, icra dairelerini barakaya ve bodruma atan bir tarihe geçmişlikle hafızalarda yer aldı.
Eşsiz tip projelerle Balıkesir’in 50 yılına yetmesi gereken adliye, daha açıldığı gün düdük kadar kaldı, sonra böl koridorları, böl hava deliklerini oda yap, bölünecek yer kalmadı, dev bahçe içine bir ek bina yapama, depreme dayanıklı olmayan garabet bir bina kirala…
Mahkeme kalemlerine yer bulamazken, çevrede cami sıkıntısı zaten yok iken, ek binaya bile namaz kılma odası ayır…
Sonra Bakanlığın ne akla hizmet ettiği bilinmeyen icra dairelerinin birleştirilmesi işlemi ile tüm icra işleri felç duruma dönsün, kimin ne yaptığı, neyi kime soracağınız belirsiz hal alıp bir iş için sayısız telefon açıp akıbet sormakla iştigal et…
Sonra koca Balıkesir’in ortaklığın giderilmesi (izaleyi şüyu davası) vs kaynaklı satış işlemlerini yürüten Satış Müdürlüğü’nde bir memur, bir müdür olsun…
İş çokluğundan onlar kafayı yerken, dosyada işi olan beklemekten bitap düşsün…
Velhasıl….
Ne dersek diyelim…
Mühimdir tuvalet…
Elzem ihtiyaçtır…
Tuvalet sorunu çözülmedikçe bu sorunların bir önemi yoktur.