ÇANKAYA’DA ÇAY PARTİSİ KOCATEPE'DE ZAFER

Tarih 1922 aylardan Ağustos. Güneş tam tepeye dikilmiş. Cehennem sıcağından farkı yok memleketin. Tüm mesele “var olmak ya da olmamak.” Düşman Anadolu’nun kalbine kadar ilerlemiş. Afyonu karargah tutmuş. İzmir İşgal altında.

Başkomutan Mustafa Kemal kafa dağıtıyor. Maça gitmiş adam. Memleket cayır cayır yanıyor adam futbol maçında! Bu ne cüret bu ne rahatlık. Koskoca başkomutan vatan mahşer yeriyken Akşehir’de maçta.

Sadece bu mu? 17 Ağustos 1922 tarihinde Anadolu Ajansı tüm dünyaya bir haber geçiyor; “Atatürk Çankaya’da çay ziyafeti veriyor!”.  Akıl alır şey değil. Vatan elden gidiyor bir de çay partisi verecek.

O gün davetliler şık elbiselerini giymiş Çankaya’nın yolunu tutmuş. Mustafa Kemal’in görkemli çay partisine katılmak için bir birleriyle yarışıyor.

Çay partisi başlıyor ama ortada büyük bir sorun var! Çay partisi vereceğini ajanslardan dünyaya duyuran Mustafa Kemal ortada yok. Nasıl olur? Koskoca başkomutan yalan mı söylüyor? Tüm davetliler orada ama Mustafa Kemal yok.

26 Ağustos 1922’de Çankaya’da çay partisi düzenleyecek adamın, Kocatepe’de gece Ay ışığında gölgesi beliriyor. İkinci ordu komutanı Şevki paşa planın bir parçası “paşam bu bir intihar” dese de söz geçiremiyor Mustafa Kemal’e. Ok yaydan çıkmıştır bir kere. Futbol maçı çay partisi hepsi planın bir parçası. 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa’nın görüşünün uygun görüldüğü ve Büyük Taarruz’un Ağustos ayında yapılacağı kararı o maçta alınıyor.
Büyük Taarruz’un tarihi 26 Ağustos 1922 olarak o maçta kararlaştırılıyor.

Futbol maçı, çay partisi amaç düşmanın rehavete kapılıp rahat davranmasını sağlamak. Mustafa Kemal “tüm sorumluluk bende” diyor Şevki paşaya.

Başkomutan biliyor ki düşman karargahında imha edilmeli. Tüm askeri güç Kocatepe’ye yığılmıştır. Risk mi? Evet büyük risk. Düşman planı sezdiği anda Ankara’ya kadar çok rahatlıkla ilerleyecek ve tüm ülke düşman işgalinde olacak.

Gündüz askeri birlikler gizleniyor, gece intikal ediyor. Ve o gece sabaha karşı 05:00’de top atışlarıyla büyük taarruz başlıyor. Yunan ordusu neye uğradığını şaşırıyor. Çay partisinde olması gereken adam İnanmış kahraman askerleriyle yunan karargahlarını yerle bir ediyor.

Taarruzun planlanan gün sayısı 15 gün.  Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk askeri İzmir’e kadar ilerliyor. Atatürk’ün yanında çocukluk arkadaşı ve yaveri Salih Bozok var. Atatürk, Salih Bozok’a soruyor: “Salih kaç gün oldu İzmir’e gelişimiz?”
“14 gün oldu paşam” cevabını alıyor. Atatürk’ün verdiği cevap tarihe not düşecek nitelikte.
“Salih ben 15 gün demiştim. 1 gün yanıldım.”

Zeka
Deha
Akıl
Cesaret
Gözü kara zafere inanmış bir avuç vatan evladı…
Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun.

Sağlıcakla…
Gazete Damga’dan alıntıdır.