“O ki, (Allah) hanginiz daha güzel iş ve davranışlarda bulunacağınızı denemek (sınamak) için sizi yoktan var etti ve size hayat verdi.” (Mülk;67/2)
Bakara suresinin 2/20.
Ayetinde bu gerçek şöyle açıklanmaktadır.
“Siz yoktunuz, sizi yarattı ve size hayat verdi. Sonra sizi öldürecek (yok edecek) sonra size tekrar hayat verecek “
Ayetlerin beyanına göre; Kainatın Özü, varlıkların gözbebeği, kainat ağacının meyvesi, kainat bahçesinin açılmış gülü, kainat kitabının ismi Azam’ı olan insan, yeryüzünde
“Başıboş bırakılmamış” (kıyamet:75/36);
Kendisine birtakım görevler yüklenmiştir.
Bu görevlerin en önemlisi ise Allah’ı bilmek, ona ibadet etmek, Resul’üne tabi olmak ve kuranı Kerime harfiyen uymaktır.
İnsan görünmeyen bir alemden her dakika kendisine yöneltilen, “Sen ne idin? Nereden geldin? Niçin geldin? Nereye gideceksin?” Sorularına karşı kayıtsız kalabilir mi?… Bunlara cevap vermedikçe ruh ızdıraptan kurtulur ve aradığı sükunu bulabilir mi?.. İşte insanların hemen hepsinin bu varlık âleminin Bir yaratıcısı, bir sahibi, bir idare edeni olduğunu anlamaya çalışmaları ve ona inanmış olmaları bundandır.
İslam inancına göre Allah peygamber göndermemiş olsaydı bile, akıl yoluyla Allah’ı bilmek vacip olurdu. Hanefi mezhebinin kurucusu olan imamı azam ebu Hanife ye göre Allah peygamber göndermeseydi bile yine kendi akıllarıyla Allah’ı bilmeleri ve ona iman etmeleri insanlara vacip olurdu.
Mehmet emin bayar
Yorum yapın