BERAAT

Beraat suçundan aklanma,temizlenme anlamına gelir.Beraat Kuranı Kerim’de Tevbe Suresi’nin ilk ayetinde karşımıza çıkar. (Beraetun minallahi ve resulihi ilellezine ahedtum minel müşrikin- Antlaşma yaptığınız müşriklere, Allah ve Elçisi tarafından ilişkiyi kesme duyurusudur.) Ayette bize anlatılan ,düştüğümüz gafleti farkedebilmektir, ayette adı geçen müşriklerden olmamaktır.Geçmişte bizi karamsarlığa düşüren,yaşamdan uzaklaştıran,isyan ettiren duyguları fark edip bunlardan temizlenmektir.

Düşüncelerimizi temizlemek,olumsuz bir düşünceyi olumluya çevirmektir.Düşüncelerimizin etkisi,enerjisel anlamda  sadece bizi değil başkalarını da etkiler.Yapılan hataları farkedebilmek Ademoğlu’nun İnsan olma yolunda en önemli adımıdır.Gurur,kibir,gaflet,ayrımcılık,dedikodu,cimrilik gibi duyguları tespit edip bunlardan arınmaya ,kurtulmaya niyet etmek daha sonra dil ile değil kalbimizin o yüksek frekansıyla tövbe etmek bizi gerçek arınmaya götürür.

Dr.Haluk Nurbaki “Nurlu Geceler” kitabında bunu şöyle anlatır: “ Beraat gecesi bir rahmet gecesidir,Cenab-ı Hakk’ın, kendisine yönelmiş kulların, ufak tefek beşeri kusurlarını affederek bugün mümin olarak tescil etmek, ömür çizgileri içinde onlara bir  yıllık bir kader sırrı ihsan etmektir.Cenab-ı Hakk bir Beraat gecesinden diğer Beraat gecesine kadar olan bir yıllık süre içerisinde bir müminin aynı zamanda hayatındaki devamlılığı veya sona erdirmeyi de bir nevi, Levh-i Mahfuz’da tesbit etmiş olur. Ama gerek bilançoya geçişte, gerek ömür tesbitindeki hikmet, rahmetle yoğrulmuştur. Bazılarının sandığı ya da düşünebileceği gibi, bu gecenin hikmetinden, bu gecenin rahmetinden istifade etmenin yanında bu gecede cezalanmayı düşünmemek gerekir. Berat gecesi bir cezalanma günü değil, bir tarz sınıf geçme günüdür, sınıf geçenlerin tebrik edilme günüdür. Şu soru akıllara gelebilir: “Peki ya sınıfta kalanlar?” Ama dikkat ederseniz bir okuldan mezun olanlar adına bir gece tertip edilir, bir güzel kutlama yapılır. Sınıfta kalanlar hakkında bir kutlama söz konusu değildir. Tıpkı onun gibi, Beraat da manevî sınıflarını geçenlerin Allah (c.c.) tarafından tebrik edildiği, tescil edildiği, kayda alındığı ve Ramazan ile iltifat düzlemine alındığı bir gecedir.Beraat gününde tayin olunan ecelin saati değildir,o zaten çok önceden tayin olmuştur. Berat gününde tayin olan, önündeki bir yıllık süre içinde, ömür ne kadar kalmışsa, -sekiz aysa sekiz ay, iki aysa iki ay- bu süre içerisinde insan imanla ömrünü tamamlayabilecek midir? Berat gecesinde kayda geçecek, kader olarak tescil edilip idrak edilebilir hale gelecek olan karar budur. İnsanın Miraç’tan Beraat gününe kadar gönlünü seferber ederek mümkün olduğu kadar gönlünü hem kötülüklerden yıkayarak hem de namaz ve infak ile zenginleştirerek, Beraat günü vize alması gerekiyor. Nedir bu muhasebe?Öncelikle  imanını elinde tutmuş mudur, Kur’an’a karşı saygısını, onun hükümlerine karşı bağlılığını göstermiş midir? Önce yıllık hesap bilançosuna bunu koyacak,ondan sonra Kur’an’ın üzerinde hassasiyetle durduğu ahlak-ı Muhammedî’den bu yıl içerisinde neler kazanmıştır? Özellikle başkalarına ne yardım yapmıştır, kime el uzatmıştır, kime hangi sadakayı, infakı yapabilmiştir? Bunların hepsi yıllık bilançoda hesaba katılacaktır.” Dr.H.Nurbaki’nin burada da anlattığı gibi Beraat bir cezalandırma değil,bir onurlandırmadır.

   Kalpten gelen coşkuyla yapılan dualar ,kitaplardan okunan,kalıplaşmış dualardan daha değerlidir.Dua sadece bir ses değil,inançtır,titreşimdir ve kabul olması bu titreşimde gizlidir.Bu titreşimle birlikte Besmeledeki B (ب )sırrını anlayabilmekte ve namazın her rekatında okuduğumuz Fatiha suresinin "İyyake na’büdü ve iyyake nestain”Biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz." ayetindeki teslimiyeti anlamakta saklıdır.Tövbelerimiz de ettiğimiz dualarımız gibi içten olmalıdır.İçten tövbe ettiğimizde,gözyaşlarımızla gönlümüzü temizlediğimizde tövbemiz  kabul olduğunda yani beraat ettiğimizde “gaffar”durumuna geçilir.Unutulmamalıdır ki bizler belirli esma terkipleriyle doğmaktayız.Yaşam amacımızı,varoluş gayemizi anladığımızda tekamülümüzle birlikte bu esmalar da bizde en güzel halini alır.Beraat etmek “gaffar”esmasına bürünmek,azad olmaktır.Gaffar esmasına bürünmek Yüce Allah’ın himayesine girmek,yanlışlarımızın verdiği acılardan kurtulmaktır.Yüce Allah’ın himayesine girenler için artık kurtuluş başlamıştır.Beraat etmek ruh için sonsuz özgürlüktür,dünya esaretinden kurtulmaktır.Her günümüz  arınma ve dua için özeldir ,kandiller sadece bir hatırlatmadır.Toplu halde Allah’a dua etme ve evrene güzel enerjileri bırakmadır.Mirac Kandili’nde başlayan arınmamız Beraat Kandili kandili ile tamamlanır ve Ramazan’a arınmış bir şekilde başlayabiliriz.Ülkemizin zor zamanlardan geçtiği şu günlerde tüm güzel dualarımızın ve tövbelerimizin kabul olması ,her şeyin insanlığın ve tüm yaratılmışların hayrına gelişip güzelleşmesi dileğiyle…

 

 

   *Levh-i Mahfuz: Levh-i mahfuz, olmuşların ve olacakların, zamandaki bütün anların ve mekândaki bütün varlıkların, kısacası, her şeyin yazılı bulunduğu bir ilâhî muhafaza levhası; ilahî ilmin aynası, kaderin defteri, kâinatın programıdır.İnsandaki hafıza gibi evrenin de bir hafızası vardır.