Dün akşamüstü Ayvalık Cunda’da arkadaşlarla sohbet ederken birisi Balıkesir kent mi şehir mi? diye bir soru sordu. Herkes fikrini söyledi. Bende bu konu ile bir yazı yazmayı planladım ve işte şimdi sizde bu yazıyı okuyorsunuz.
Şehir ve kent arasında bir fark var mı? bir göz atalım. Şehir; belli bir plana göre hazırlanmış sınırları belli olan nüfusu 10.000 üzerinde olan, tarımın çalışan nüfusun çoğunun ticaret, sanayi ve hizmet sektöründe olduğu çok nüfuslu yerleşim merkezleridir. "Kent" ve "şehir" sözcükleri, Türkçe ’de birbirinin yerine kullanılan, kökenleri ayrı, anlamları aynı iki sözcüktür. Şehir yerine kent sözcüğünün kullanılması son onlu yıllarda ortaya çıkan gelişmelerdir. Bu gelişmelerden dolayı araştırmadaki ifadelerde bazen kent kelimesi çoğu zaman şehir kelimesini kullanmakta sakınca görülmemektedir.
Bazı büyükşehirler daha havalı olsun diye kent kelimesini kullanmaktadır. Aslında kent ve şehir aynı anlamı taşımakta ve kent ya da şehir demenin hiçbir farkı yoktur.
Bunun için Balıkesir’e kent veya şehir denmesi arasında hiçbir fark yoktur. Kent denince sanki şehrin büyüğü gibi bir algı yaratılmaktadır.

ŞEHİRLEŞME SİSTEMATİK KONTROL İSTER
Balıkesir’in büyümesi ile birlikte ortaya çıkan nüfus yoğunluğu başta altyapı ve üst yapı olmak üzere birçok sorunu beraberinde getirmiştir.
Şehirleşme, sadece nüfusun artışı değil, aynı zamanda toplumun iktisadî ve sosyal yapısındaki değişmelerin de düzenli şekilde yapılmasıdır.  Şehirleşme şehirlerin büyümesi ile birlikte ortaya çıkan yaşama tarzındaki değişmeler anlamına da gelir.

Şehir mi? Köy mü?
Şehir hayatı gitgide insanları yalnızlaştırırken aynı zamanda onları acımasız bir rekabete doğru da itmektedir.
Şehir hayatı, insanın vaktini değersizleştirir. Bunun en büyük sebeplerinden biri ise trafik olarak ele alınabilir. Şehirlerle birlikte insanların hayatları da farklı alanlara yayıldığından dolayı insanlar işlerinden uzak yerlerde yaşamakta ve gün içerisinde evinden çalıştığı yere gitmek durumunda kalmaktadır. Bu da trafik çilesini ortaya çıkartmakta ve insanların gün içerisinde en az 2 saatini çalmakta, üzerinde getirdiği yoğunlukla birlikte günün verimliliğini, hayat kalitesini, psikolojik dayanıklılığını büyük ölçüde düşürmektedir.
Kırsal alanlarda ise insan yoğunluğunun az olmasından ve yerleşim alanının dar olmasından dolayı ulaşım kolay olmakta, günler daha verimli geçmektedir. Bu yüzden kırsal alanlarda yaşam insan hayatının verimliliğini artırmaktadır.
Şehir hayatı insanı günübirlik yaşamaya itmektedir. Şehirdeki yaşam maliyetleri, konaklama, yemek vb. temel ihtiyaçlar pahalı olmakla birlikte insanların bütçelerinin büyük bir kısmını kaplamaktadır. Bu da insanların farklı ihtiyaçları için bütçe ayıramamalarına sebep olmakla birlikte birikim yapmalarını engellemektedir.
Tüm bu şehir hayatının olumsuzluklarına rağmen kırsal alanlarda yaşam birçok insan için daha verimli olabilmektedir. Günün yavaş ve sakin geçmesi sebebiyle insanlar günlerinde farklı planlamalar yapabilmekte ve daha az problem yaşamaktadır. Şehir hayatının getirdiği “Her Anın Bilinmezliği”nin olmadığı kırsal yaşam biçimi, şehir hayatından daha üstün gelmektedir. Bu yüzden insanların şehir hayatında keşmekeş yaşamaktansa kırsal alanları da tercih etmesi, daha doğru bir seçenek olacaktır.