Balıkesir'de, özellikle de Kasaplar ve Hacıilbey mahallelerini kapsayan Cumartesi Pazarı'nda 1975-1980'li yıllarda sülük satanların olması oldukça doğru bir gözlem. O dönemlerde sülük, cam şişelerde taşınır ve satıcılar, bu şişeleri birbirine vurarak çıkardıkları sesle birlikte "Haydi geldi sülükçü!" diye bağırarak dikkat çekerlerdi.
Peki! o yıllarda sülük neden satılıyordu ve gerçekten faydalı mıydı?
Neden Sülük Satılıyordu?
1970'li ve 80'li yıllarda, modern tıbbın bugünkü kadar yaygın ve erişilebilir olmadığı, kırsal ve şehir merkezlerinde geleneksel tedavi yöntemlerinin hala popüler olduğu bir dönemdi. Sülük tedavisi, yani hirudoterapi, yüzyıllardır kullanılan köklü bir geleneksel tedavi yöntemidir. O dönemlerde insanlar, birçok rahatsızlık için alternatif veya tamamlayıcı bir tedavi olarak sülüğe başvururlardı.
Başlıca kullanım alanları şunlardı:
Kan Alma (Hacamat Benzeri): Vücuttaki "kirli" veya "durgun" kanın atılması gerektiği inancı yaygındı. Sülükler, bu kanı emerek vücudu rahatlattığına inanılırdı. Özellikle yüksek tansiyon, baş ağrısı, romatizmal ağrılar gibi durumlarda tercih edilirdi.
İltihap ve Şişlikler: Sülüğün salgısında bulunan bazı enzimlerin iltihabı ve şişliği azaltıcı etkileri olduğu düşünülürdü. Özellikle çıban, apse gibi lokal iltihaplarda kullanılırdı.
Damar Tıkanıklıkları ve Varisler: Sülüğün kanın pıhtılaşmasını önleyici ve kan dolaşımını artırıcı etkileri olduğuna inanılırdı. Bu nedenle varis gibi damar sorunlarında da kullanılıyordu.
Ağrı Kesici Etki: Sülük salgısındaki biyoaktif maddelerin ağrı kesici özellikleri olduğu düşünülerek, çeşitli ağrı durumlarında başvuruluyordu.
Sülük Faydalı mı?
Günümüz modern tıbbı açısından bakıldığında, sülük tedavisinin bilimsel olarak kanıtlanmış bazı faydaları olduğu kabul edilmektedir, ancak kullanım alanları sınırlıdır ve kontrollü koşullarda uygulanması gerekmektedir. Özellikle tıbbi sülük türleri (Hirudo medicinalis gibi) kullanılır.
Sülüğün salgısında bulunan bazı önemli biyoaktif maddeler şunlardır:
Hirudin: Güçlü bir antikoagülan (kan pıhtılaşmasını önleyici) maddedir. Kanın akışkanlığını artırır.
Hementin ve Destabilase: Kan pıhtılarını çözmeye yardımcı olan enzimlerdir.
Histamin Benzeri Maddeler: Vazodilatör (damar genişletici) etki göstererek kan akışını artırırlar.
Sülük Analjezikleri: Ağrı kesici özelliklere sahip olabilirler.
Bu maddeler sayesinde sülük tedavisi günümüzde özellikle şu alanlarda kullanılmaktadır:
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi: Kopan uzuvların tekrar yerine dikilmesi (mikrocerrahi) sonrası kan dolaşımını sağlamak ve ödemi azaltmak için kullanılır.
Venöz Staz (Toplardamar Durağanlığı): Kanın toplardamarlarda birikmesi durumlarında dolaşımı iyileştirmek için kullanılabilir.
Bazı Damar Hastalıkları: Seçilmiş durumlarda, kan akışını iyileştirmek amacıyla düşünülebilir.
Ancak, o yıllarda Balıkesir pazarlarında satılan sülüklerin hijyenik koşulları ve türleri hakkında net bilgi bulunmadığı için, kontrolsüz kullanımın enfeksiyon riski taşıdığı ve her rahatsızlık için uygun bir tedavi olmadığı unutulmamalıdır. Bugün sülük tedavisi, doktor kontrolünde ve steril tıbbi sülüklerle yapılmaktadır.
Yazdığım bu bilgiler, Balıkesir'deki o dönemin kültürel ve sağlık alışkanlıklarına ışık tutuyor. Eskiden geleneksel yöntemler daha yaygın olsa da, modern tıbbın ilerlemesiyle birçok hastalığın tedavisinde daha güvenli ve etkili yöntemler geliştirilmiştir.
Yorum yapın