Yaklaşık 13 yıldır bu sütunlarda yayımlanan yazılarımı günü gününe takip ederler bilirler ama ben yine de bir kez daha anımsatmış olayım;

Benim öteden beri yazılarımda anlatmaya çalıştığım, çabaladığım konu; ‘Balıkesir’in Balıkesirlilerin doğru ve dürüst biçimde Balıkesir yararına ve menfaatlerine uygun olarak yönetmesi ilkesine yöneliktir.’

Kendimce araştırdım, sordum, soruşturdum; Bugün itibarıyla Kayseri’nin valisinden büyükşehir belediye Başkanına, ilçe belediye başkanlarına, meclis üyelerine, valilikte görev yapan daire müdürlerine, büyükşehir belediyesinin daire başkanlarına, belediyelerin iştirakleri içinde yer alan şirketlerine, sanayi ve ticaret odalarından diğer sivil toplum kuruluşlarına hemen her kurum ve kuruluşların başında ve idaresinde dolaylı veya dolaysız biçimde hep Kayserililer vardır hem de çok etkili ve de yetkili olarak…

Dolayısıyla Kayseri, Kayseri merkezli olarak Kayserililer tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. 22 yıllık AK Parti iktidar döneminde, AKP’liler tarafından yönetilmiş halen yönetilmektedir. Ancak önceki dönemlerde başka iktidarların işbaşında oldukları süreçlerde bu sözünü ettiğim durum hiç değişmemiştir. Kayseri’den bu kez Sivas’a dönelim; Sivas ilimiz ise bilhassa 1990’ların sonundan itibaren başlayan süreçten bugüne kadar Sivas kökenliler tarafından yönetilmiştir ama Sivas, Sivas’tan yönetilmemektedir. İstanbul ve Ankara’da yerleşik Sivaslılar Sivas’ın hemen her şeyine, örneğin; Sivasspor’un yeni başkanının kim olacağında, kimleri transfer edeceğine kadar hemen her şeyine dahi Sivas dışında yaşayan Sivaslılar karar vermektedir. Bir başka örnekte Sivas medyasından vereyim; Bugün Sivas’ta mevcut gazete, dergi, radyo ve televizyonlar ile İnternet medya organlarının büyük çoğunluğuna İstanbul’da hatta İzmir’de yaşayan Sivaslılar sahiptir. Dolayısıyla Sivaslılar, Sivas da yaşamasalar, ikamet etmeseler dahi Sivas’ı yönetiminde, neyin nasıl olacağına, kimin nerede oturup ne yapacağına kendileri karar vermektedir. Bu türden örnekleri daha da çoğaltabilirim ama ben bu kadar ile yetinmek istiyorum. Sanırım ne demek istediğimi, neyi anlatmaya çalıştığımı anlamışınızdır…

Demem odur ki; Balıkesir’i ise uzunca bir süredir, özellikle 22 yıllık AKP iktidar döneminde maalesef Balıkesirliler yönetmemektedir. Hadi Valisi ve daire müdürleri, kaymakamlar, emniyet müdürleri vesaire devlet memurları, bürokratlar, kamu çalışanları atamayla gelmektedir memleketimize ama bugün neresinden bakarsanız bakın; Büyükşehir ile ilçe belediyelerinin başında, tepesinde, ortasında, en altında hep büyük çoğunlukla Balıkesir kökenli olmayan Balıkesirliler(!) bulunmaktadır. Hatta sorarım size AKP’sinden, CHP’sine kadar irili ufaklı tüm siyasi partilerin milletvekillerinden, teşkilat yöneticilerine kadar hemen hepsine bakıldığında kaç tane ‘has Balıkesir kökenli Balıkesirli’ vardır acaba?..

Ben oransal olarak söyleyeyim; bu isimlerin yüzde yetmişinden fazlası köken itibarıyla Balıkesirli değildir. O nedenle bu insanlardan Balıkesir’in yararına bir şeyler yapması elbette mümkün görünmemektedir. Bunlarda Balıkesirli olmak gibi bir ‘aidiyet duygusu’ maalesef yoktur hiç olmamıştır. Bugünkü mektubumun başından beri tüm bu anlatmaya çalıştıklarımın çerçevesinden bakarsak ki öyle bakmak gerekiyor; Bugün itibarıyla ne olmuştur, Balıkesir nasıl görünmektedir, Balıkesir’i nasıl görmekteyiz? Bana göre ortada bir ‘illüzyon’ söz konusudur, yani ’yanılsama, gözbağı’ diyebileceğimiz bir durum…

‘Nasıl?’ Diye soracaksınız elbette. Hemen açıklayayım; 

Efendim, özellikle son 22 yıllık süreçte Balıkesir ili hem geneli hem de merkezi itibarıyla epeyce büyüdü, gelişti, kalkındı, ilerledi ve nüfusu arttı, diyebiliriz ama gerçekte ne oldu, bu bahsettiğim süreçte?..

Balıkesirlilerden oluşan sermaye grubunu oluşturan birkaç kişiden geriye ne kaldı? Sorarım sizlere!..

Bugün birinci ve ikinci organize sanayi bölgeleri ve diğerlerinde sanayi kuruluşlarının kaç tanesinin sahibi veya yöneticisi Balıkesirlidir? Bilebildiğim kadarıyla bu soruya benim yanıtım; Bir elin parmakları kadarının!..

Peki organize sanayi bölgelerindeki kurulu bulunan halen faaliyette olan tesis ve kuruluşlarda çalışanların ne kadarı Balıkesirlidir, biliyor musunuz? Çok sevdiğim bir arkadaşım OSB yönetimlerinde görev almış bir başka arkadaşının yardımıyla bu soruya cevap oluşturacak verilere ulaşmayı başarmış. Bana kısaca şunu söyledi; ‘2023 yılı itibarıyla OSB’lerdeki fabrika ve benzeri işyerlerinde çalışanların oranı yüzde 52-53 düzeyinde.’ Bu oran da ‘vasıfsız biçimde’ çalışanlar arasında söz konusu. ‘Vasıflı olarak’ çalışan Balıkesirlilerin oranı ise yüzde 25 ile 30 arasında seyrediyor ne yazık ki!..

Peki gerisi nereden geliyor, getiriliyor, diyeceksiniz. Komşu Manisa, Kütahya, Afyonkarahisar hatta Bursa ve Çanakkale illerinin bilhassa kırsallarında yaşam sürenler arasından memleketimize geliyor, getiriliyor, iş dolayısıyla ekmek sahibi olması sağlanıyor. Peki bu nasıl oluyor, gerçekleşiyor? Gerçekte Balıkesirli olmayan Balıkesirli siyasetçiler sayesinde elbette!..

İşte yazılarıma ana başlık edindiğim, bu türden yazılarımda hep üzerinde durduğum “Balıkesir’in bir ağabeye ihtiyacı var, bu ağabey acaba kim olmalıdır?” dememin sebebi işte budur!..

‘Balıkesir’in halen gerçekten bir ağabeyi hatta ağabeyleri olsa Balıkesir, Balıkesirliler tarafından yönetilir, sevk ve idare edilir. O zaman gerçekten Balıkesir gelişirken, Balıkesirliler de yani bu memleketin evlatları da gelişir, kalkınır, Balıkesirlileri hiç kimse illüzyon yaparak aldatıp kandıramaz!..’

Bilmem anlatabildim mi?..