Henüz üç gün önce yüzüncü yıla erişmenin sonsuz mutluluğuna, gurur ve onuruna, övünç ve kıvancına ortak olduğumuz Çanakkale savaşları kahramanı, ulusal kurtuluş savaşımızın başkomutanı ve Cumhuriyetimizin kurucu ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK çağının dünya tarihini değiştiren dehalardan birisi, dahası en önemlisidir. Dünya tarihini değiştiren bilim insanları, sanatçılar, siyasetçiler, komutanlar vardır. Örneğin; Nikola Kopernik, 1500’lü yılların başında “Dünyanın Güneş’in çevresinde döndüğünü” ortaya koyarak İncil’e karşıt bir tez ileri sürdü. Galile de o yoldan giderek dünyaya bakışı değiştirmiştir. Charles Darwin, 1800’lü yıllarda “evrim biyolojisi” ile yaradılış efsanesinin bilimsel olmadığını kanıtladı. Sigmund Freud, 1900’lü yılların başında, insan davranışlarının bilinçaltı ile bağlantısını keşfetti ve dünyayı değiştirdi. Bill Gates, Windows buluşu ile enformasyon teknolojisinin önünü açtı. Steve Jobs, buluşları ile dijital iletişimin yaygınlaştırılmasını sağladı. Ancak bütün bu buluşlar, keşifler, yenilikler daha önce yapılmış çalışmaların eklemlenmesi ile olabilmiştir. Oysa, yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde bir DEHA, var olan koşulları tersine çevirerek dünya tarihini değiştirmiştir: Mustafa Kemal Atatürk. Yenilmiş bir Osmanlı İmparatorluğu’nun dağıtılmış ordusu, el konulmuş silahları, yorgun halkı ile başlattığı Anadolu ihtilaliyle, ülkesine yapılan saldırıyı yenerek yeni bir devlet kurmayı başarmıştır. Atatürk’ün dünyayı değiştiren hamlelerin ilki Çanakkale Savaşı’nda kazanılan başarıdır. Dünyanın iki büyük devleti, İngiltere ve Fransa, güçlü donanmaları ve donanımlı askerleri ile Çanakkale Boğazı’nı geçeceklerdir. Buradan geçince Karadeniz’e çıkacak ve Rus Çarlığına destek vererek Birinci Dünya Savaşı’nı bitireceklerdir. Çanakkale Savaşı’nda komutan Mustafa Kemal (yarbay rütbesindedir) öngörüleri, stratejik hamleleri ve etkin taktikleriyle bu savaşı kazanır. İngiliz - Fransız güçleri yenilir, bu nedenle destek alamayan Rus Çarlığı, iç savaşı kaybeder; Lenin liderliğinde Bolşevikler iktidara gelir ve barış isterler. Dünyayı değiştiren hamle Çanakkale’de yapılmıştır. Dünyayı değiştiren ikinci güçlü hamle, Ulusal Kurtuluş savaşımızdır. Bu savaş, 1919-1922 yılları arasında Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanmış, ancak sonu Yunanistan’a destek veren İngiltere, Fransa gibi devletlerin de yenilgisi olmuştur. Ulusal Kurtuluş savaşımız ülkemizin yabancı istilasından kurtuluşu ile kalmamış, saltanatın ve halifeliğin kaldırılması ile BAĞIMSIZ-UYGAR-LAİK-DEMOKRATİK ve ÇAĞDAŞ CUMHURİYET’İN kuruluşu ile sonuçlanmıştır. Ordusu dağıtılmış, bütün silahlarına el konulmuş, yorgun bir halk ile savaşa giren Türkiye, büyük deha Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz liderliğinde ‘DÜVEL-İ MUAZZAMA’yı yenmeyi başarmıştır. Atatürk’ün işte bu büyük başarı ve zaferleri dünyanın bütün sömürge yapılan ülkelerine umut vermiş, kurtuluşun olabileceğini göstermiştir. İngiliz sömürgesi olan Hindistan, Mahatma Gandi önderliğinde kurtuluş mücadelesi başlatmış, Güneydoğu Asya’daki sömürgeler başkaldırmıştır. Fransız sömürgesi olan Cezayir, Afrika’daki sömürgeler bu sömürgeci devletlere isyanlar başlatmış, kurtuluş mücadelesi verme cesareti göstermişlerdir. İşte, Türkiye’nin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün dünyada sevilmesi, sözlerinin yayılması, heykellerinin yapılması bu nedenledir. Tüm bu nedenlerledir ki, Atatürk bu güçlü iki hamle ile dünyayı değiştirmiş, bütün sömürülen ülkelerin kurtuluş ışığı olmuştur. Bunları yaparken de kendi halkına duyduğu güvenden başka hiçbir desteği olmamıştır. Yanındaki arkadaşları bile bu atılımları fazla cesur bularak çekingenlik göstermiş, ama bu deha hiçbir etkinin altında kalmadan iradesini amaçlarına yöneltmiş ve kazanmıştır. Atatürk’ün hepimize ve tüm dünyaya verdiği ders ve de ilham şudur: “Hiçbir koşulda yılmayacak, amaçlarından vazgeçmeyeceksin. Amaçlarına giden yolu kendi iradenle seçeceksin, bu yolda sarsılmaz bir azimle yürüyeceksin. Kazandığın her şey senin için yeni bir başlangıç olacaktır. Her zaman daha doğrusunu, daha iyisini, daha etkin olanını arayıp bulacaksın. Hiçbir yenilgiyi kabul etmeyecek, güçlerini birleştirip uğraşını zafere kavuşturacaksın. Amacın ülkeni uygar dünyanın bir parçası yapmak, dünyayı da barışçı bir uygarlığa kavuşturmak olacaktır. Bu temel ilkeleri unutmayacaksın. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Yüzüncü yıla eriştiğimiz Cumhuriyet’in bir bireyi, yurttaşı olarak yolumuz Atatürk’ün yolu olmalıdır. Hiçbir koşulda bizi bu yoldan kimse çeviremez. Bu yol, bizim andımız temel şiarımızdır!..
Yorum yapın