Pelesenk oldu siyasetin bir kısmına…
Yeni anayasa, yeni anayasa…
Kim yapar yeni anayasayı?..
“Tanrım beni baştan yarat” şarkısını söylüyorsanız hukuk demiş ki sıfırdan anayasayı ancak Asli Kurucu İktidar yapar.
Yapabilir değil, yapar.
Kimdir asli kurucu iktidar?
Hukuk dışı iktidardır. Yani anayasa öğretisine göre hukuk boşluğu varsa asli kurucu iktidar doğar ve anayasayı baştan yapar.
TBMM; anayasayı değiştirebilecek tali kurucu iktidardır.
Mevcut hukuk düzeni içinde anayasa baştan yapılamaz. Yapılmaz. Ancak değişiklikler olur metin üzerinde.
Kaç değişiklik oldu Anayasa’da bugüne kadar?
O yüzden yeni anayasa söylemi hukuk boşluğu, hukukun olmadığı ortamlarda devletin temelini yeniden yazmak için var olabilir.
Var mı öyle bir hukuk boşluğu; yok.
O halde neden halen ısrarla yeni anayasa, baştan yaratılabilecek bir anayasa var olabilirmiş gibi söylemler bitmiyor?
Çünkü tribüne oynanıyor.
Tribün vatandaş.
Peki vatandaşın derdi anayasa mı gerçekten?..
Ekonomik sıkıntılar içinde çare mi olacak anayasa yaşamın ekonomik haline?
Hayır.
Ki şu ilk dört maddeye sataşma huyu da uykuya yatıp yatıp yine ayyuka çıkıyor.
Birileri bir şey söylüyor 4 maddeyle ilgili. Sonra yoğun tepkiler gelince uykuya yatılıyor, yatarmış gibi yapılıyor. Sonra bir daha kaşınıyor…
Yav ilk 4 maddenin nesi batıyor birilerine, Cumhuriyet mi, Ankara mı, devletin temel nitelikleri mi?..
Siyasi şovlarla gündem meşgul edilirken anayasanın hangi maddesinde ne değişiklik isteniyor söylenen somut bir şey de yok…
İstisnaları bir kenara koyun ülkenin tüm Anayasa ve İdare hukukçuları mevcut anayasanın aslında “ama-yasa” olduğunu söylerler.
Neden anayasaya amayasa der hukuk insanları?
Çünkü mevcut anayasa bir eliyle verdiği temel hak ve özgürlükleri diğer eliyle alır, kısıtlar.
Bir özgürlük verir maddede, düzenleme yapar. Sonra cümlenin devamında “ama” kelimesini getirir, kısıtlama ve sınır koyar.
O yüzden ama-yasaya çıkmıştır bizim anayasanın adı.
Peki ilk dört maddeyi ısıtıp virgülleri değiştirelim diyenler falan; hiç hangi temel hak ve özgürlüklerin nasıl genişleyeceğininden söz ederler mi, etmezler.
Keza anayasa nedir?..
Temel kuruluş basit olarak di mi?..
Siz dünyanın en mükemmel anayasasını yapın, ona vücut veren mevzuat ve pratikte uygulama, eğer boşa kürek çekmekten öteye bir seçenek sunmuyorsa o anayasa sadece kuralları içeren bir metin olarak kalır.
Hayata geçmez.
Türkiye’de gerçek sorun gerçekten anayasa mı?..
Kaç kez değişti Anayasa?..
Değiştirin aksayan maddeleri amenna…
Ama başka siyasi ince hesaplar ardına gizlenerek “yeni anayasa” diye pelesenk yapmak gündemi değiştirmek ve halkın gerçekliğini görmezden gelmektir.
Halkın gerçekliği siyasetteki yozlaşma ve yolsuzluklar, hanelerin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz, dünyanın en cennet ülkelerinden biri olmamıza rağmen tarım, hayvancılık başta olmak üzere üretimdeki can kaybı, israf-şatafat-makam saltanatı ile vatandaşın sesinin duyulmaz olmasıdır.
Siyasi etik hak getirmişken; siyasi ahlaka kavuşamadığımız sürece yeni anayasa siyasetin bir kısmının sakız çiğnemesinden öteye gitmez.
Bu bilinmez mi?..
Bilinir bilinmesine de…
Siyasetin derdi vatandaş ve sokak olmadığı için yaşananlar da trajikomik bir tiyatrodur.
Tribüne oynanan siyasetin ise vatandaş gündemiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
