“ Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi !
Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi !
Ta ki yükselsin ezanlarda müeyyed namın,
Galip et çünkü bu son ordusudur islamın.
( 26 Ağustos 1922
Yahya Kemal Beyatlı)
Alparslan’la sembolleşen Anadolu harekâtı,olaylara mana gözüyle bakmasını bilenler için tam manasıyla ilahi bir harekettir.
Kuranı Kerim’de naziat suresinin ilk beş ayeti ile;” savaşta silahlarını doldurup çekenlere, oklarını, mermerlerini kolayca atanlara, karada ve denizde yüzüp gidenlere, düşmanla yarışıp ileri geçenlere, sonra onların işlerini yönetenlere and olsun”(Naziat Suresi, 79:1-5)
Adiyat Suresi’nin ilk beş ayeti nde belirtilen;” Allah yolunda koştukça koşarlar, kıvılcımlar saçanlar, sabah, sabah aklına çıkanlar, tozu dumana katarlar, düşmanın ortasından dalanlar hakkı için”(Adiyat;100/1-5)
İlahi hikmet ve sır Anadolu harekâtında mevcuttur.
Şimdi MALAZGİRT’e 1071’e bir göz atalım. Anadolu hareketini gerçekleştirmek için tüm Horasan ili seferber olmuş, tüm veliler ve yiğitler kılıç kuşanıp atlarına binerek asker olmuşlardı. Anadoluyu İstanbul’u fethedip peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem in haber verdiği nebevi müjdeyi gerçekleştirmek istiyorlardı. Bu yiğitlerin başında devrinin en büyük kumandanı alparslan vardı. Maddi ve manevi bütün hazırlıklarını tamamlamıştı.
Alparslan’ın mana ustası, büyük veli Buharalı ebu Cafer Muhammetti. Önce kahraman sultanı ,mana yolunda eğitti, sonra müjdeyi verdi:
“ Sen diyarı Rum’un (Anadolunun) kapılarını bir daha kapanmamak üzere İslam’a ve Türk milletine açacaksın”
İşte alparslan, Roman Diyojen’in karşısına böyle bir garanti belgesi ile çıktı.
Şair Niyazi Yıldırım Gençosman bu gerçeği şöyle dile getirmiştir:
“Aylardan Ağustos, günlerden Cuma,
Gün doğmadan evvel İklim-i Rum’a,
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah… Bismillah… Allahuekber!..
Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu,
Ardında Oğuz’un ellibin tuğu
Andırır Altay’dan kopan bir çığı
Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…
Ya Allah.. Bismillah… Allahuekber!..”
26 Ağustos Cuma günü Alparslan askerlerin önünde atından indi. Secdeye kapanarak yüksek sesle:
“ yarabbi! Büyüklüğün karşısında yüzümü yerlere sürüyor, senin uğruna savaşıyorum. Yarabbi niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerinde hilaf varsa beni kahret” diye dua etti.
Sonra kalkıp ünlü askerlerine yönelerek ;
“ burada Allah’tan başka bir sultan yoktur. Emir ve kader onun elindedir. Bu sebeple, savaşmak konusunda hürsünüz, isteyen savaşacaktır.” Dedi.
Ordu saflarından bir tek ses gürledi.” Emrindeyiz”
Sultan beyaz elbiselerini göstererek;” Bu elbiseyi özellikle giydim. Şehit olursam onu kefen sayın, o zaman ruhum semalarda olacaktır.”
Deyip Atına bindi.50.000 kişilik ordusu ile, 250.000 kişilik düşman ordusunu perişan etti.
“ Nice az topluluklar, bir çok topluluklara, Allahın izniyle galip geldiler.”(bakara; 2/249)ayetinin sırrı tecelli etmişti.
Mağlup ettiği düşman imparatoruna misafir muamelesi yaptığını hayretle izleyenlere:
“Bu zafer, ilahi yazgının ihtişamlı bir sonucudur. Herkes rolünü oynadı, bu yüce anın Şükrü içinde başka türlü düşünemem” dedi.
“Alparslan, Horasından fırlatılan veli füzelerinden biriydi. Türk İslam tarihinde, alparslandan daha dindar bir sultan gelmemiştir.
Bu hareketle Anadolunun kapısı Türklere açılmış oldu. Devletin temeli bu savaş sırrı ile atılırken ilk harcı Sultan alparslan koymuştu. Bu temel atma sırrı içinde onun yıkılamayacağı gizliydi. Bu yüzden yüzyıllar boyu melanetler ve fesatlar anadoluya bir türlü işleyemedi. Bundan sonra da işleyemecektir.”(Dr.H. Nurbaki; Türkistan’dan Türkiye’ye Anadolu mucizesi)
Anadoluyu bucak bucak Müslüman Türklere açan Alperenler, Alplik ruhunu Türklükten Erenlik gücünü de İslamiyetten almışlardı.
Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında, bütün Türk boylarının birlikte görev yaptıkları bir gerçektir. Bütün Türk boyları bu hizmeti severek, inanarak ve isteyerek Türklük ve İslamiyet adına ” İlay-i
Kelimetullah” Aşkına yapmışlardır.
Anadoluyu bize vatan yapan alparslan ve ordusunu rahmet, minnet ve şükran ile yâd ediyorum.
Mehmet Emin Bayar
19.08.2025 Ankara