Çok değerli sanat ve fikir insanımız Alev Alatlı geçtiğimiz hafta ebediyete uğurlandı. Bazı insanlar, eserleriyle, fikirleriyle dünya okulunda iz bırakıp giderler. O da onlardan biriydi. Türk toplumunun batılılaşma süreciyle birlikte, kapitalist sistemin de zorlamalarıyla ahlaki ve sosyal yapısının büyük karmaşalar yaşamış olduğunu, toplumun birbirine yabancılaştığını yazılarında ve seminerlerinde belirtir. Türk toplumunu dünyanın emniyeti açısından çok önemli görmüş ve Türklerin yapısında bulunan özgürlük ruhuna vurgular yapmıştır. Fikirleri, yıllardır özgüveni bilinçli bir şekilde kaybettirilmiş toplumumuz için büyük önem taşımaktadır. Nasihat ve vasiyet olarak kaleme aldığı yazısını kulağımıza küpe etmemiz gereken sözler olarak düşünüyorum. Birçoğunuz okumuşsunuzdur ancak bir kez daha paylaşmak istiyorum.
“Nasihatimdir, vasiyetimdir, Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik’e "zıpçıktı astrolog" diyen devrimci Martin Luter’den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet’in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğinizde, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun. Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye’yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye’nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen’in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek "gerçek", soğuyan Güneş’in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı.”
Ne güzel yazmış… Bu gezegenin son temsilcileri olarak, onun verdiği bu kısa nasihatlerin gereğini yapmalıyız. Bilgi, bizi ileriye götürecek en önemli anahtardır. “Pergelle cetvelle ölçülemeyecek” derecede, bulunmaz kimliğimiz ve vicdanımız en büyük hazinemizdir. Bize ait olmayan, toplumsal yapımızı bozan tuzaklardan kurtulup en kısa zamanda gerçek kimliğimize dönmemiz dileğiyle …
Yorum yapın