Balıkesir’in, Türkiye’nin hatta Dünya’nın tanıdığı fotoğraf ve karikatür fotoğrafı sanatçısı Ahmet Esmer 90 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Aslında sanat, her bir sanatçının katkısıyla şekillenen, sürekli gelişen ve kendini yeniden tanımlayan dev bir ekosistemdir. Bu ekosistemde her sanatçının kendine özgü bir yeri ve sesi vardır. Ancak bu seslerden biri sustuğunda, sanat dünyasında geri döndürülemez bir eksiklik oluşur. İşte o sanatçılardan biri olan Ahmet Esmer ne yazık ki artık hayatımızda değil.

Ahmet amcayı tanıyan ve bilenler şunu iyi birler ki Ahmet Esmer’in dünyaya farklı bakan, var olanı yeniden yorumlayan ve kendi bakış açısıyla bizlere yeni bir perspektif sunan bir yanı vardı.

Kendisini asık suratlı nerdeyse gören yoktur. Tiz bir sesi ve gülecen bir yüzü vardır. İçindeki iyilik bir anlamda yüzüne yansımıştır Ahmet amcanın..

Aslında geçmişteki olanaksızlıklara bakıldığında başarıyla dolu bir hayat hikayesi olduğunu sizde onu tanıyorsanız bir vesile ile tanık olmuş veya görmüşsünüz demektir.

Ahmet Esmer, çektiği fotoğraflarla Türk Sineması, Yeşilçam’a iz bırakmış bir değerdi. Ahmet amca yaşamı boyunca stüdyosunda Kemal Sunal’dan Tuncel Kurtiz’e, Tamer Yiğit’ten Hulusi Kentmen’e hatta müzisyen Cem Karaca'ya kadar birçok yıldızın fotoğrafını çekti.

Tüm bunların yanında Ahmet Esmer, Balıkesir şehri için yaşayan bir hafızaydı. Bir bakıma bir kitap. Her bir sayfasında şehirle ilgili hikayeler ve anılarla dolu bir kitap. Satılarında kah bir esnaf, kah bir sanatçı, kah bir mahalle sakini olabilen bir kitap.

Ahmet amcanın vefatı da bir çok insan için yanıp kül olan bir kitap etkisi yaratacaktır. Öyle ki yanan o kitapla birlikte anılar, yaşanmışlıklar, eskiye dair bilgiler de sessizce yitip gidecektir.

Ahmet Esmer, fotoğraf çekmenin yanında son dönemde fotoğraflara yerleştirdiği ve bir anlamda fotoğrafa hayat verdiği karikatürlerle farklı bakış açılarını insanlara göstermeyi başarmış bir değerdi. Öyle ki bu sanat dalında bir çok uluslararası alanda ödülleri bulunan Esmer, bu ilgisi, becerisi hatta başarılarıyla genç kuşaklara bir rehber, bir ilham kaynağı olmuştur.

Ölümüyle birlikte sanatıyla dokunduğu ruhlara, eserlerine ve yarattığı etkide bir kayıp olacaktır.

Esmer’in ölümü hem şehir hafızasına hem tecrübe, birikimleri ile yetiştirdiği gençlere hem de sanat camiasına içi doldurulamayacak bir boşluk aslında..

Ahmet amcanın ölümü bana yanında yetiştiğim ve bu mesleği bir anlamda öğreten rahmetli gazeteci Ekrem Balıbek’i hatırlattı. Duayen bir gazeteciydi bilgi, birikimi kaleme aldığı yazıları bugün bile okuduğumda kullandığı dil ile sade anlatımı ve fark yaratan konularıyla aklımın bir köşesinde yer almakta. Meslekte edindiğim ahlak, etik, empati hatta yapıcı eleştirel haberler dahil aklınıza ne geliyorsa merhum Balıbek’ten öğrencisi olarak bana kalan bir mirastır.

İşte o yüzden bugün Ahmet Esmer’in öğrencilerinin ya da yetiştirdiği kişilerin ne hissettiğini daha iyi anlayabiliyorum.. Amma onların her birinin şanslı insanlar olduğunu da kendilerine bir kez daha hatırlatmak istiyorum. 

Bu kayıplar, aynı zamanda bizlere birer uyarıdır. Onlar bize zamanın hızla aktığını, yaşadığımız şehirlerin yüzeyindeki parıltının altında derin ve anlamlı bir geçmişin yattığını hatırlatır. Tabi ki bir çoğumuz için sessiz bir yas süreci olacak.

Bıraktıkları boşluğu doldurmak imkansız olsa da şehrin yaşayan diğer hafızalarına hak ettikleri değeri vermek, onları dinlemek, onlardan öğrenmek bugünden itibaren bizim için daha büyük bir önem taşımalıdır. Bu kişiler hayattayken, onların hikayelerini, birikimlerini belgelemek, geleceğe miras bırakmak gereklidir.

Şehrin hafızası olan daha nice büyüğümüzü saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyorum.

Saygılarımla.