Durduk yerde, sürekli:
"afiyet, afiyet..." deyip durmasıyla meşhur bir sûfî vardı.
Günlerden bir gün, kendisine:
"Neden hep böyle deyip duruyorsun?" diye sordular.
Adam:
"Eskiden, ben hamal idim" diyerek, anlatmaya başladı:
"Bir keresinde, çok ağır bir un çuvalını yüklenmiştim. İstirahat etmek için çuvalı bir yere koydum. O sırada:
'Ya Rabbi! Her gün yorulmadan bana iki ekmek versen onunla yetinirdim' dedim.
Tam bu esnada birbiriyle kavgaya tutuşmuş iki adam gördüm. Aralarını bulayım diye, koştum, yanlarına vardım. Kavga edenlerden biri diğerine vurmak için
eline aldığı şeyi benim başıma vurdu, yüzümü kanattı.
Bu sırada zaptiyeler geldiler ve bu iki kişiyi yakaladılar. Kana bulanmış bir vaziyette görünce, bu da kavgacılardan diye, beni de yakalayıp zindana attılar.
Bir müddet zindanda kaldım. Her gün bana iki ekmek veriliyordu.
Zindandayken, bir gece, rüyamda bir adamın bana şöyle seslendiğini duydum:
'Yorulmadan her gün iki ekmek bana yeter demiş, fakat afiyet istememiştin. Al işte, Allah da istediğini verdi.'
Bu sırada uykudan uyandım ve:
'Afiyet isterim, afiyet!' demeye başladım.
Derken zindanın kapısının çalındığını ve:
'Hamal Ömer nerede?' diye bağırıldığını duydum.
Biraz sonra beni zindandan dışarı çıkardılar ve serbest bıraktılar.
İşte o günden beridir, Rabbimden hep afiyet istemekteyim."

GÜNÜN FIKRASI
Satıcıya Kapak
Gariban bir köylü şehre inmişti. Büyük bir mağazada iki kişinin karşılıklı oturup konuştuklarını gördü. İçerde bir masa ve üç dört koltuktan başka bir şey görünmüyordu. Merak etti ve içeri girdi:
- Selamünaleyküm ağalar.
- Aleykümselam hemşerim ne istiyorsun?
- Merak ettim acaba burada ne satıyorsunuz?
Köylü ile dalga geçmek isteyen satıcı sırıtarak cevap verdi:
- Eşek satıyoruz.
Köylü de taşı gediğine yerleştirdi:
- Sadece ikiniz misiniz yoksa daha var mı?

GÜNÜN SÖZÜ
“Futbolda iyi oynadığın sürece yaşarsın. Seyirci seni iyi oynadığın sürece çılgınca alkışlar. O alkışlara kesinlikle aldanmayacaksın ve hep iyi oynayıp sahada ter dökeceksin. Futbolcunun başka çaresi yoktur.„
—Ferenc Puskás