Diz artriti olarak da tanımlanan diz kireçlenmesinin, diz eklem kıkırdağının aşınarak görevini yerine getirememesi olduğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Feyyaz Çiftçi; “Artık kireçlenmenin konservatif tedavisinde eskisi kadar çaresiz değiliz. PRP ile başlayan biyolojik tedaviler, çok kısa zamanda çok gelişti ve çeşitlendi. CGF, Kök Hücre, Lipocell, Eksozom gibi birçok seçeneğimiz mevcut. Bu yöntemlerin bir de Ozon tedavisi, Proloterapi, Hyalüronik Asit, Kollajen gibi tedavilerle kombine edildiğini düşünürsek tedavi konusunda ne kadar fazla seçenek olduğu daha iyi anlaşmakta” dedi.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Feyyaz Çiftçi, halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit (OA) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Çiftçi, kireçlenmenin eklemlerde en sık görülen kronik rahatsızlıklardan biri olduğunu belirterek, özellikle yaşlı bireylerde yaygın olduğuna dikkat çekti.

Kireçlenme Nedir ve Kimler Risk Altında?

Kireçlenmenin özellikle diz, kalça, bel, boyun ve parmak eklemlerinde görüldüğünü belirten Dr. Çiftçi, "Kireçlenme her yaştan insanda görülebilmekle birlikte, 65 yaş üstü bireylerde daha sık rastlanır. Risk faktörleri arasında artan yaş, obezite, önceki eklem yaralanmaları, eklemlerin aşırı kullanımı, zayıf kaslar ve genetik yatkınlık yer alıyor. İki erişkinden birinde yaşamları boyunca diz kireçlenmesi belirtileri gözlemleniyor" dedi.

Kireçlenmenin Belirtileri

Dr. Çiftçi, kireçlenmenin belirtilerini şöyle sıraladı:

  • Ağrı ve sertlik (özellikle sabah saatlerinde ya da dinlenme sonrası)
  • Eklem şişliği
  • Hareket kısıtlılığı ve eklemden ses gelmesi
  • Kemiklerin sürtünmesiyle oluşan rahatsızlık hissi

Bu belirtilerin genellikle zaman içinde yavaş yavaş geliştiğini ifade eden Dr. Çiftçi, hastalığın ilerleyişinin kişiden kişiye değiştiğini vurguladı.

Tanı Yöntemleri

Kireçlenme tanısında fizik muayenenin önemine değinen Dr. Çiftçi, "Hassasiyet, şişlik ve eklem hareket açıklığı gibi bulgular, muayenede değerlendiriliyor. Ayrıca röntgen ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi yöntemlerle eklem hasarını tespit ediyoruz. Kan testleri ve eklem sıvısı analizi de tanıya yardımcı oluyor" şeklinde konuştu.

Tedavi Yöntemlerinde Yeni Dönem

Kireçlenme tedavisinde artık daha fazla seçeneğin olduğunu belirten Dr. Çiftçi, ortobiyolojik tedavilerin sağladığı avantajlara dikkat çekti: "Eskiden PRP (trombositten zengin plazma) ile başlayan biyolojik tedaviler, artık CGF (konsantre büyüme faktörleri), kök hücre, Lipocell, eksozom gibi seçeneklerle çeşitlendi. Bu yöntemlerin Ozon tedavisi, Proloterapi, Hyalüronik Asit ve Kollajen gibi diğer tedavilerle kombine edilmesiyle daha etkili sonuçlar alabiliyoruz. Tüm bu yöntemlerle sonuç alamadığımız noktalarda ise cerrahi müdahaleye başvuruyoruz."

Dr. Çiftçi, ortobiyolojik tedavilerdeki gelişmeler sayesinde birçok hastanın cerrahi müdahaleye gerek kalmadan sağlığına kavuşabildiğini belirterek, tedavi yöntemlerinin her hastanın özel ihtiyaçlarına göre belirlendiğini söyledi.

Kireçlenme tedavisinde erken teşhis ve doğru yaklaşımın önemini vurgulayan Dr. Çiftçi, ağrıları ve hareket kısıtlılığını yaşayan bireylerin mutlaka bir uzmana başvurması gerektiğini ifade etti. "Gelişen tedavi yöntemleriyle artık kireçlenme ile baş etmek çok daha mümkün" dedi.

 

HABER: SERPİL YILDIZ