Ramazan davulcuları, Ramazan ayının önemli geleneklerinden biridir ve kökenleri Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanır. İşte Ramazan davulcularıyla ilgili merak edilenler:

Ramazan Davulcuları Nereden Çıktı?
Ramazan davulculuğu geleneği, Osmanlı döneminde insanların sahur vaktinde uyanmalarını sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. O zamanlarda teknolojinin yetersiz olması nedeniyle, insanların uyanması için davulcular sokaklarda dolaşarak maniler söyleyip davul çalarlardı. Bu gelenek, günümüze kadar devam etmiştir.

Davulculara Neden Bahşiş Veriliyor?
Davulcular, Ramazan ayı boyunca geceleri çalışarak insanları sahura kaldırırlar. Bu emeklerinin karşılığı olarak, Ramazan ayının ortasında ve sonunda bahşiş toplarlar. Bu bahşiş, bir nevi teşekkür ve takdir ifadesidir.

Davul Çalmak Kolay Mı? Herkes Ramazan Davulcusu Olabilir Mi?
Davul çalmak, özellikle uzun süre boyunca ve gece vakti yapmak, fiziksel olarak zorlayıcıdır. Ayrıca, ritim duygusu ve maniler söyleme yeteneği de gerektirir. Bu nedenle, herkes Ramazan davulcusu olamaz.
İstanbul Arnavutköy ilçesinde Ramazan davulculuğu eğitimi verilmektedir. Bu ve benzeri eğitimler davulculuk mesleğinin zorluğuna işaret etmektedir.

Davulculara Ne Kadar Bahşiş Verilir?
Bahşiş miktarı, tamamen kişisel tercihe bağlıdır. Ancak, genel olarak 50 TL ile 500 TL arasında değişen miktarlarda bahşiş verildiği görülmektedir.

En Güzel Ramazan Manileri
İftar vakti geldi bak,
Gönüllere doldu şafak.
Rahmetini indir Rabbim,
Bu Ramazan ne hoş durak.
*****
Sofralar kurulur her akşam,
Gönüller sevgiyle dolup taşar.
Ramazan bereketiyle gelir,
Her kalpte sevgi coşar.
*****
Orucun mükâfatı bayram sabahı,
Sevinçle dolup taşar her ahali.
Güzelliklerle sona erer ay,
Huzurla dolar gönüller daim.
****
Ramazan gelir, gönüller birleşir,
Sevgiyle kalpler yine dirilir.
Paylaşılan her lokma helal olur,
Komşular dostça bir araya gelir.
**Maniler alıntıdır.

FIKRA **Bir gün fazla tutmuş**
Adama sormuşlar:
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim! demiş.
Aynı soru, orada bulunan Bektaşi’ye sorulunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş:
-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!