AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, 22 yıl önce insanların hayallerinin yıkıldığı, hayal dahi kurmanın mümkün olmadığı, yangınlar içerisinde bir vatan bulduklarını belirterek, 'Vesayet odakları ve darbe tehditleri milletin iradesine sürekli pranga vuruyordu, siyaset ise halktan kopmuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, 22 yıl önce insanların hayallerinin yıkıldığı, hayal dahi kurmanın mümkün olmadığı, yangınlar içerisinde bir vatan bulduklarını belirterek, 'Vesayet odakları ve darbe tehditleri milletin iradesine sürekli pranga vuruyordu, siyaset ise halktan kopmuştu. Birbiri ardına kurulan ve yıkılan hükümetler ve istikrarsızlık yüzünden Türkiye yönünü kaybetmişti. Karanlık günler yaşanıyordu' dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. Kapanış gününde son konuşmalar yapılacak ve 2025 yılı bütçesi ve 2023 yılı Kesin Hesabı oylaması yapılacak.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bütçe görüşmelerinin 22 Ekim’de başladığını hatırlatarak, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmelerin 39 gün sürdüğünü ifade etti. Kurtulmuş, '21 toplantı, 81 oturum, yaklaşık 235 saat mesai yapıldı ve 3 bin 5 sayfa tutanak tutuldu. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki çalışmalar sırasında 267 milletvekilimiz söz aldılar, bin 338 kez söz talepleri karşılandı. 9 Aralık’tan itibaren Genel Kurul çalışmaları başladı. Dün itibariyle 11 birleşim 69 oturum gerçekleştirildi. Yaklaşık 169 saat Genel Kurul’da mesai yapıldı. Bin 285 sayfa tutanak bu süre içinde tutanak tutuldu' ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, 22 yıl önce insanların hayallerinin yıkıldığı, hayal dahi kurmanın mümkün olmadığı, yangınlar içerisinde bir vatan bulduklarını belirterek, 'Yapmamız gereken, bu eski Türkiye’yi, ceberut devlet anlayışını bitirmek, devlet ile milleti barıştırmaktı; ’millete rağmen devlet için’ mantığı olamazdı. Bu zihniyeti değiştirmek hiç kolay değildi. Karşımıza pek çok engeller ve zorluklar çıktı. Yıllarca tartışılan mevzular, sorun alanları önümüzde duruyordu ve bunların hepsi de milletimizin sorunlarıydı, korkusuzca üzerine giderek her birini tek tek çözmeliydik. Bunun için ilk yapılması gereken, milletin iradesinin üstünde kendini bir güç ve irade olarak gören tüm vesayet odaklarını bitirmekti. Vesayet odakları ve darbe tehditleri milletin iradesine sürekli pranga vuruyordu, siyaset ise halktan kopmuştu. Birbiri ardına kurulan ve yıkılan hükümetler ve istikrarsızlık yüzünden Türkiye yönünü kaybetmişti. Karanlık günler yaşanıyordu' dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, şöyle konuştu:
'Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, kültürümüzü kaybedersek yok oluruz. Kimliğimizi, kişiliğimizi, özgünlüğümüzü terk edersek niteliksiz yığınların bir parçası haline geliriz. Her alanda güçlü olabilmek ve güçlü kalabilmek için milli kültürümüze, kitaplarımıza ve medeniyetimize sahip çıkmak zorundayız. Kültürel yabancılaşmaya ve kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir dille yeniden keşfetmeli ve ihya etmeliyiz. Bir kültür ürününün formunun yerli ve milli olması, onun manasının ve mesajının evrensel olmasına asla engel değildir. Biz hem medeniyet birikimi hem tarihi geçmişi hem de devlet geleneği bakımından çok zengin bir milletiz. Çağ kapatıp çağ açmış bir ecdadın torunları olarak kendimize yeni ve büyük bir gelecek inşa etme gücüne ve iradesine de sahip bir milletiz. İşte, onun için büyük, güçlü Türkiye diyoruz. İşte, bunun için gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını miras olarak bırakıyoruz. Bizim kültürümüz, gelişmeye mani olmak bir yana, gelişmeyi teşvik eder. Bir dönem bilinçli bir şekilde yürütülen inancımıza ve kültürümüze yönelik aşağılama kampanyalarının amacı, işte, bu değerli varlığımızı önce gözlerden düşürmek, ardından zihinlerden uzaklaştırmak ve neticede tarihe gömmek içindi. Türk kültürü güzel, iyi, kıymetli olanı bünyesine katmakta sıkıntısı olmayan, bunların mevcutla birleştirip çok daha üst bir noktaya çıkmayı kazanç sayan bir anlayışa sahiptir. Türk kültürü, maruz kaldığı tüm saldırılara ve tahribat çabalarına rağmen hâlâ dünyanın en kadim, en derinlikli, en kıymetli kültürleri arasındaki yerini korumaktadır. Bize düşen, medeniyet mirasımızı ihya etmek, günümüzün ihtiyaçlarıyla kültürümüzü yeniden yorumlayarak ayağa kaldırmak ve geleceğe taşımaktır. Kültür ve manevi mirasımızı korumanın kıymeti yalnızca bugünün şartlarıyla, bugünün kazanım ve başarılarıyla değerlendirilemez; ruhuna layık muhafaza edilen fikirler ve maneviyatına uygun korunan eserler, gelecek nesillerin hayırla andığı ve tarihine sahip çıktığı bir süreci de beraberinde getirmektedir. AK Parti hükümetleri olarak 22 yılda bu bilincin gereği olarak oldukça anlamlı ve geniş kapsamlı bir kültür mirası koruma seferberliği başlatılmış, bu doğrultuda önemli adımlar atılmış değerli proje ve hizmetler hayata geçirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı müze ve ören yerlerinin ağırladığı misafir sayısı ve müzelerdeki toplam eser miktarı bu noktadaki başarımızı ortaya koymaktadır.'
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da, 'Bu para nasıl dağıtılıyor, bu bütçe neye dağıtılıyor; bunu bilmek zorundayız. Bakın, ikinci büyük sorun, 2002’de konuştuğunuz yüksek faiz ve faiz ödemeleriydi. Bu bütçenin, 14 trilyon 700 milyarlık bu bütçenin 1 trilyon 950 milyarını faize veriyoruz, neredeyse bütçenin yüzde 14’ü arkadaşlar, inanılmaz bir durum. Değerli arkadaşlar, 22 yılda toplam 600 milyar dolar faiz ödemişiz. ’Yandı, bitti’ dediğiniz Türkiye ekonomisinin 2002’deki dış borcu 132 milyar dolar, bugün 512 milyar dolar arkadaşlar. Ya, bunun bir izahı olması lazım, birinin gelip bunu bize anlatması lazım. Toplamda 65 milyar dolarlık da özelleştirme yapmışsınız. Şimdi bu borcu, ülkenin 22 yıl sonra geldiği noktayı, faizi lütfen Sayın Bakan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıklasın. ’Bu ülkede pandemi oldu, deprem oldu, bütçe açığı var, ülkede büyük sorunlar yaşadık; emekli, işçi, engelli, gençler ezildi, biz bu yüzden borçlandık, faiz ödüyoruz, emekliye veriyoruz, emekçi veriyoruz’ diyebilirsiniz ama öyle bir tablo yok' şeklinde konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise, 1923 ila 2024 arasında memleketin tarihsel büyüme oranının yüzde 5,3 olduğunu belirterek, 'Tek istisnası Atatürk dönemidir. 1923-1939 döneminde bu memleket yılda yüzde 7,3 büyümüştür. Tarihsel ortalama hangi dönemlerde gerçekleştirilmiştir? 1930’lardaki büyük ekonomik buhran, 1940’larda İkinci Dünya Savaşı, 70’lerde petrol krizi, Türkiye’yi uzun yıllar boyunca etkileyen, etkisi altına alan terör, koalisyon hükümetleri, kapitalizmin birikim krizleri; bunların tamamında yüzde 5,3 büyümüştür. Peki, son 20 yılda siz ne yaptınız? Son 20 yılda 2003 ila 2009 arasında bu orandan farklılaşan bir olumlu büyüme temposu ama 2009’dan itibaren bu tempoya, hatta bu temponun altına düşen bir yapı. Siz yüzde 5,3’lük tarihsel büyüme oranını yakalayamamış bir siyasal partisiniz' diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de, '22 yıldan beri iktidarı yönetiyorsunuz ve 2019 seçimlerinde bazı belediyeler bize geçti, en son 2024 seçimlerinde de büyük anlamda hem büyükşehir hem il ve ilçe belediyeleri kazandık ve birdenbire önümüze şu çıktı: Belediyelerin ve belediye şirketlerinin gecikmiş vergi ve sigorta prim borçlarının tahsili için genel bütçeden aldığı payların kesilmesi, aynı şekilde şirketlerin hesaplarına haciz konulması gibi uygulamalar gündeme geldi. Neden bunu daha önce yapmıyordunuz? 22 yıldan beri iktidardaydınız, bunların borcu yok muydu? Neden bu konuda herhangi bir adım atmanız da şimdi yapıyorsunuz? Belediyeleri kaybettik, diye yapıyorsunuz değil mi? Böyle olmaz arkadaşlar; merkezi yönetim ve yerel yönetim bir bütündür ve zaten merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde vesayet yetkisi var ve bütün her türlü denetime tabi' ifadelerini kullandı.


KAYNAK: İHA