Balıkesir Tabip Odası, “Toplumun sağlığını daha da geriye götürecek olan bu kanun teklifinin geri çekilmesi için TBMM’deki tüm milletvekillerine daha yüksek bir sesle çağrıda bulunuyor ve bir kez daha uyarıyoruz.”
Balıkesir Tabip Odası TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkındaki itiraz ve değerlendirmelerini bir basın açıklaması ile paylaştı.
Balıkesir Tabip Odası tarafından yapılan yazılı basın açıklaması şu şekilde;
“Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde kararnamede yapılmak istenen değişiklikler; hekimler ve halkın sağlığını daha fazla bozacaktır. Sağlık Torbaya Sığmaz.
TBMM Başkanlığı’na 5 Şubat 2024 günü sunulan Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 8 Şubat 2024’te TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’ndan iktidar partilerinin oylarıyla değişiklik yapılmadan geçirilmiştir. Bu süreçte TTB olarak komisyonda bulunarak itirazlarımızı dile getirdik ancak ne bizim ne de değişiklik önerisi yapan milletvekillerinin önerileri kabul edilmiştir. Aylıkları açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan emekli hekimler/sağlık emekçileri ile ilgili düzenlemenin ve çalışan hekimlerin/sağlık emekçilerinin ücretlerinin emekliliğe yansımasının TBMM gündemine alınmasını beklerken; yine hekimlere/sağlık emekçilerine ve dolayısıyla toplum sağlığına önemli zararlar verecek bir kanun teklifinin herhangi bir değerlendirmeye fırsat vermeyecek kadar kısa sürede ve tam da Şubat 2023 depremlerinin yıldönümünde önümüze getirilmesi oldukça düşündürücüdür.
Kanun teklifi ile ilgili komisyonda hukukçularımız, yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerine uygun olarak yapılmadığını da belirtmiştir. Bunun üzerine komisyon başkanının, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesine bakmadığını ancak gerekçesi ne olursa olsun Anayasa Mahkemesi’nin kendilerine asla “Kanunu şöyle yapacaksınız” diye tarif edemeyeceğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ni de tanımayacaklarını söylemesi ne yazık ki skandal niteliğindedir. Bu durumun iktidar milletvekillerinin hukuksuzluğu ve anayasasızlaştırmayı ne kadar içselleştirdiğinin de önemli bir göstergesidir.
Hasta yararını değil, sermayeyi koruyan tüm maddeler bir torbanın içine doldurulmuştur. Bu torbanın içine ayrıca özlük hakları da dahil edilmiş, ek ödeme miktarının belirlenmesinde esas olan unsurlar; tahakkuk, verimlilik, hasta ve çalışan memnuniyeti, hizmeti elde etme maliyeti gibi faktörler şeklinde sıralanmıştır. Bu unsurlar, piyasacı ve performansa dayalı bir sisteme ait olup, koruyucu bir sağlık hizmeti sunumunun niteliği ile bağdaşmamaktadır. Maddenin bu şekilde düzenlenmesi, Sağlık Bakanlığı’nın Bütçe Kanunu dışı ödeme yapmasının kabulü anlamına gelmektedir. Bu kamu kaynağının harcanmasında, hasta yararı değil, son derece göreceli bir kavram olan “hasta memnuniyeti” ve ayrıca işletmecilik terminolojisine ait olmakla birlikte sağlık hizmeti açısından hesaplanamaz olan “verimlilik” unsurlarının dikkate alınması da kamu sağlık hizmet sunumunun temel ilkelerine aykırıdır. Ek cezalarla terbiye etmeye çalıştıkları hekimler, sağlık emekçileri bu dayatmaları kabul etmez, etmeyecektir.
Kamu görevlilerinin özlük haklarına dair düzenlemelerin sadece kanunda yönetmelik ile düzenleneceğinin belirtilmesi yeterli olmayıp, idareye bırakılacak düzenlemenin temel ölçütlerinin kanunda gösterilmesi gerekmektedir. Mevcut haliyle düzenleme yasama yetkisinin de devri niteliğindedir.
Bu kanun teklifinin, toplumun sağlıksızlaşması pahasına özel sermayenin kârını ve tekelleşmesini amaçlayan sağlık politikalarının uygulanması için hekimler/sağlık emekçileri üzerindeki tahakkümü artırmanın ve son aylarda daha da belirginleşen Anayasa tanımazlığın devamı olduğu net bir şekilde görülmektedir. Meslektaşlarımızın haklarının daha fazla zarar görmemesi adına kanun teklifine yönelik her türlü girişimde bulunacağımızı yeniden ifade ediyoruz.
Kanun teklifinde yer alan değişikliklerin ülkemiz sağlık ortamına, hekimlerin/sağlık emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarına, çalışma koşullarına bir iyileştirme getirmeyeceği açıktır. Bu değişiklikler ile şu an sağlık alanında yaşanan şiddetten aylar sonraya verilen poliklinik ve ameliyat randevularına, yurtdışına hekim göçünden malpraktis davalarına, ilaç sıkıntısından tıbbi ve cerrahi malzeme sıkıntılarına kadar herhangi bir sorun çözülemediği gibi mevcut sorunlar derinleşecektir.
Kanun teklifi, iki gün önce TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandı ve ilk 14 madde maalesef hızla kabul edildi. Toplumun sağlığını daha da geriye götürecek olan bu kanun teklifinin geri çekilmesi için TBMM’deki tüm milletvekillerine daha yüksek bir sesle çağrıda bulunuyor ve bir kez daha uyarıyoruz.
Sağlıklı koşullarda çalışıp haklarımızı alabildiğimiz, toplum sağlığını korumayı önceleyen bir sağlık sistemini mümkün kılana dek meslektaşlarımız ve toplumla birlikte her koşulda itirazlarımızı yükselteceğiz.”
HABER: HABER MERKEZİ
Yorum yapın