Emeğin Türkiye’si için mücadele eden DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyeleri dün bir kez daha meydanlara inerek belediyelerdeki şirket işçilerine kadro ve vergi dağılımında adalet istedi.

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Balıkesir Şubesi dün AHP Meydanında bir basın açıklaması yaparak belediye işçisine kadro istedi. Vergide adalet ve emeklilikte yaşanabilir hak ve maaş talep eden sendika üyeleri işçi sınıfının taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini istedi.

Burada basın açıklamasını okuyan Disk/Genel-İş Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Ovalı, “Belediye Şirket İşçilerine kadro talebimizi bu gün bu meydandan bir kez daha hep birlikte haykırıyoruz. Kamu işçileri arasında ayrımcılık yapılmasını kabul etmiyoruz. Belediye Şirket işçileri de diğer kamu işçileri gibi hak ettiği kadroyu istiyor. Belediye şirket işçileri de kamu işçisidir. Ayrımcılığı kabul etmiyoruz. Kadroya geçirme yalanıyla belediye şirketlerine geçişleri yapılan yüz binlerce işçinin eşit ücret ve haklar temelinde gerçek bir kadro ve ilave tediye hakkı verilmesini bu meydandan bir kez daha haykırıyoruz.

“BÜTÜN BELEDİYE İŞÇİLERİ

DEVLET İŞÇİSİDİR”

Belediyelerde ürettikleri hizmete baktığımızda fiilen gerçekleştirilen tüm işler açısından bütün belediye işçileri devlet işçisidir. Bizler Bu durumu çıplak göz ile görebiliyoruz. Belediye işçileri de devlet eliyle yapılması gereken iş ve işlemleri yapmaktadır. Aralarında nitelikli binlerce çalışanın olduğu belediye şirket işçileri ve Belediye işçileri de memurlar gibi devlet adına imza atmalı. Hükümetin verdiği genel hak ve menfaatlerden yararlanmalıdır. Tekrar ediyoruz: belediye şirket işçilerine kadro hakkı Anamızın ak sütü gibi helaldir ve bir an önce belediye şirket işçilerine kadro verilmesini istiyoruz. Şirket işçilerimizin bu haklı talebi için mücadeleyi sürdürmeye, örgütlenmeye ve büyütmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Ülkemiz ekonomik, siyasal ve toplumsal krizin yapısal hale geldiği, işçi sınıfının derin bir yoksulluğa sürüklendiği, enflasyon ve faizin tavan yaptığı birden fazla krizin iç içe geçtiği koşullarda işçi sınıfını bire bir ilgilendiren ücretlerde bir denge kurmak ve ücretin satın alma gücünü koruyabilmek gittikçe zorlaşmaktadır.

 Ülkemiz’de bu çerçevede ücretler her geçen gün insanca yaşayabilecek bir ücretten uzaklaşmaktadır. Geneli itibariyle Ülkemizde Yapılan toplu sözleşmeler yenisi gerçekleşmeden enflasyonun gerisinde kalmaktadır. Emekçilerin geçinebilecek bir ücretten uzaklaşmasının enflasyon dışında da nedenleri vardır.  Gelir adaletsizliği, vergi adaletsizliği de biz işçilerinin insanca yaşamasını etkilemektedir.” Dedi.

“VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”

Ayrıca vergi sistemin de adaletli olunması gerektiğini ifade eden Başkan Ovalı, çok kazanan çok vergi az kazanandan az vergi alınması gerektiğini söyledi. Ovalı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Vergi adaletsizliğinin işçiler ve emekçiler üzerindeki yüküdür. Türkiye’de vergi adaletsizliği her geçen gün derinleşiyor. İşçilerin altında kaldıkları vergi yükü ve gelir dağılımı adaletsizdir. Zengin ve varlıklı rant çevreleri daha az vergi öderken, toplumun diğer kesimleri daha çok vergi ödüyor. Bu oran, gelişmiş ülkelerde ise tam tersidir.

Bunun doğrudan bir sonucu olarak, ülkemizde bordrolu çalışan kesimin aylık ücretleri, verginin yılsonuna doğru yükselmesi ve vergi dilimlerine göre artması sebebiyle yılın ikinci yarısında ücretlerimiz sürekli olarak azalmaktadır. Sermaye bizim gibi vergilendirilmezken, sermaye için sürekli vergi afları çıkarken. Bizler, kamuda Alın terinin karşılığını kazananlar Bir önceki aydan farklı olarak ne kazanıyoruz ki. Kardan, Ranttan ve faizden daha çok vergiyi ödüyoruz. Maalesef ortada alın terimizin karşılığından başka bir kazancımız olmadığı gibi, yılın ilk aylarındaki ödemelerimize kıyasla yılın son aylarında ödediğimiz elektrik, su, gaz paraları temel harcamalar güncellemeler gibi sebeplerle artıyor, gelirimiz ise vergi nedeniyle düşüyor. Bu durum çalışan sınıf için yıldan yıla ekonomik açıdan ağırlaşan bir hal almaktadır.

 

VERGİ ADALETİ ŞART!

Emek üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Vergi adaleti sağlanmalıdır. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınan; karın-rantın-faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmalıdır. İşçilerin talebi, emekçilerin, halkın ve toplumun ihtiyaçlarını önceleyen eşitlikçi, demokratik, kamucu ve sosyal adalet ilkelerine dayanan yeni bir toplumsal düzendir.

“ÇALIŞARAK ÖLMEK İSTEMİYORUZ”

Emekliye ayrılmak isteyen arkadaşlarımız Emekli aylığının düşük olması nedeniyle tereddüt yaşamaktadır. ABO yani aylık bağlama oranları tekrar düzenlenmelidir. Avrupada emekli olup yaşlılık aylığı alan insanlar adaletli olan gelir dağılımı yani emekli aylıkları ile dünyayı gezerken bizim ülkemizde aylık bağlama oranları 2000 – 2008, 2008 ve sonrası için sürekli düşürüldüğü için hiçbir arkadaşımız emeklilik sebebiyle olarak kazancının düşmesini istememektedir.

Uzun yıllar bu korku ile işyerinden ayrılamayıp Çalışarak ölmek istemiyoruz. Emeklilik haktır. İnsan onuruna yakışır bir ücret alarak yaşamak ise her emeklinin en doğal ve tabii hakkıdır. Siyasal iktidar bir an evvel ülkemizdeki Emeklilerin tamamını kapsayacak şekilde Aylık Bağlama Oranlarını düzenlemek zorundadır.

 

Emeklinin durumu da ortadır. Avrupa da çalışan bir kişi emekli olduğunda isterse dünyayı gezerken, bizim emeklilerimiz; İşçi ve memur emeklilerimiz için maalesef ailesiyle birlikte bir restoran da bir yemek yemek ekonomik olarak lükstür.

Tüm bu sömürü düzeni karşısında bizler emeğin hakları, demokrasi, eşitlik ve adalet için, Emeğin Türkiye’si için mücadele ediyoruz. Sermayeyi koruyan ve kollayan, işçi sınıfını ezen ve sömüren bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz.

Yaşasın işçiler, yaşasın emekçiler, yaşasın emekliler, yaşasın köylüler, yaşasın esnaflar, yaşasın disk, yaşasın Genel-İŞ Sendikası”

HABER: İLKAN TOPRAK