Balıkesir Tabip Odası Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü nedeniyle yayınladığı basın açıklamasında “çocuk işçiliği çocukları köleleştirir, ailelerinden ayırır, onları ciddi tehlikelerle, hastalıklarla karşı karşıya bırakır” ifadelerini kullandı.
Balıkesir Tabip Odası Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü nedeniyle yayınladığı açıklaması şu şekilde devam etti; “Çocuk işçiliği” çoğu kez çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanır. Buna göre çocuk işçiliği şunları kapsar: Çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, Okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitim hakkından mahrum kalmalarına, okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işler, Çocukların okullarıyla birlikte yürütmek zorunda kaldıkları ağır işler. En kötü biçimleri düşünüldüğünde, çocuk işçiliği çocukları köleleştirir, ailelerinden ayırır, onları ciddi tehlikelerle, hastalıklarla karşı karşıya bırakır, çok küçük yaşlarda büyük kentlerin sokaklarında kendi başlarının çaresine bakacak duruma düşürür. Belirli “çalışma” biçimlerinin “çocuk işçiliği” sayılıp sayılmayacağı çocuğun yaşına, yapılan işin türüne ve aldığı zamana, gerçekleştiği koşullara ve ülkelerin bu alanda gözettikleri hedeflere bağlıdır.
Dünyada Çocuk İşçiliği
Dünyada 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 160 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 10 çocuktan biri, hâlihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 79 milyonu buluyor. 2000 yılından başlayarak 16 yıl boyunca, çocuk işçi olarak çalışan çocuk sayısında 94 milyon net azalma sağlandı. Aynı dönemde, tehlikeli işlerde çalışan çocuk sayısı yarı yarıya azaldı. Ancak, kaydedilen bu ilerleme 2012 ila 2016 arasında yavaşladı. Anılan dönemde çocuk işçi sayısındaki azalma 16 milyonda kaldı, önceki dört yıllık dönem olan 2008-2012’deki azalmanın yalnızca üçte biri düzeyinde gerçekleşti. Tehlikeli işlerde çalışanların sayısındaki azalma da benzer biçimde yavaşladı. 2016-2020 döneminde ise çocuk işçiliğinde artışlar görülmeye başlandı. Dört yıllık süreçte çocuk işçi olarak çalışan çocukların yüzdesi değişmezken, çocuk işçilerin mutlak sayısı 8 milyonun üzerinde artış göstermiştir. Benzer şekilde, tehlikeli işlerde çalışan çocukların yüzdesi neredeyse aynı kalmış ancak mutlak sayısı ise 6,5 milyon kadar artmıştır. Çocuk işçiliğinin bölgelere dağılımına bakıldığında; Afrika hem yüzdesel hem de mutlak sayı olarak çocuk işçiliğinde, 92 milyon çocuk ve her beş çocuktan biri olmak üzere, en yüksek rakamlara sahip. İkinci sırada Asya-Pasifik bölgesi geliyor. Çocuk işçi nüfusunun kalanı da diğer bölgeler arasında dağılıyor: Amerika Kıtaları 8,3 milyon, Avrupa ve Orta Asya 8.3 milyon ve Arap Ülkeleri 2.4milyon. Çocuk işçiliğinin sektörlere göre dağılımında ise, tarım açık arayla en büyük paya sahip; dünyadaki çocuk işçilerin %70’i ve mutlak sayı olarak 12 milyon. Hizmet sektöründe 31.4milyon, sanayide ise 16,5 milyon çocuk çalışıyor. 5 ila 11 yaş arasındaki çocuklar, çocuk işçilerin en büyük kısmını, aynı zamanda tehlikeli işlerde çalışanların da büyük kısmını oluşturuyor. 2020 yılında, 5 ila 11 yaşlarındaki çocuk işçilerin sayısı 2016 yılına göre 16,8 milyon artmıştır. 5 ile 11 yaşları arasındaki tüm çocuk işçilerin dörtte üçünden fazlası tarımla uğraşmaktadır. Kırsal alanlarda yaşayan çocuk işçilerin sayısı 122,7 milyon iken, bu sayı kentsel alanlardaki çocuklarda 37,3 milyondur. Çocuk işçiliğinin kırsal alanlarda görülme sıklığı (%13,9), kentsel alanlardakinden (%4,7) neredeyse üç kat yüksektir.
“ÇOCUKLARIMIZIN UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK ÇALIŞMA YAŞAMINDA YER ALMAMALARI EŞİTSİZLİKLERİN ORTADAN KALDIRILMASIYLA MÜMKÜN OLACAKTIR”
“Çocuk işçi çalıştırma az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerde daha fazla olsa da bu ülkelere özgü olmayıp tüm ülkelerin sorunu olmaya devam etmektedir. Ülkemizde çocuk işçiliği tarım sektörü başta olmak üzere inşaat, tekstil, metal iş kollarında yoğun olarak görülmektedir. Komşu ülkelerde; özellikle Suriye’de yaşanan savaş ve çatışmalar, iç savaşlar göç ile birlikte çocuk işçi sayısında büyük artışlara sebep olmuştur. Ülkemizde de çatışma, yoksulluk vb. nedenlerle yaşanan göçler çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılmasının önünü açmaktadır.
Çocuk işçiler yetişkinlere göre çalışma koşullarının olumsuzluklarından daha fazla etkilenmekte, dirençleri düşmekte, vücut gelişimleri olumsuz yönde etkilenmekte ve iş kazalarına daha fazla maruz kalmaktadırlar. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı raporlara göre 2013-2024 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 383 çocuk (252 işçi ve 131 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 75 çocuk; Metal işkolunda 52 çocuk; Konaklama işkolunda 49 çocuk; Gıda işkolunda 24 çocuk; Ticaret işkolunda 23 çocuk; Genel İşler işkolunda 21 çocuk; Tekstil, Deri işkolunda 17 çocuk; Taşımacılık işkolunda 16 çocuk; Ağaç, Kağıt işkolunda 12 çocuk; Kimya, Lastik işkolunda 7 çocuk; Enerji işkolunda 4 çocuk; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 3 çocuk; Madencilik işkolunda 1 çocuk; İletişim işkolunda 1 çocuk; Sağlık işkolunda 1 çocuk; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 6 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti…
2013-2024 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 4 yaşında 5 çocuk, 5 yaşında 5 çocuk, 6 yaşında 5 çocuk, 7 yaşında 7 çocuk, 8 yaşında 14 çocuk, 9 yaşında 13 çocuk, 10 yaşında 25 çocuk, 11 yaşında 16 çocuk, 12 yaşında 37 çocuk, 13 yaşında 46 çocuk, 14 yaşında 67 çocuk, 15 yaşında 103 çocuk, 16 yaşında 132 çocuk ve 17 yaşında 220 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti. Çocuklarımızın okuması, oynaması, gezmesi, ruhsal ve fiziksel gelişimlerini tamamlaması, sağlıklı ve güvenli yaşaması gerekirken son dönemde derinleşen yoksulluk temelinde (özellikle devlet eliyle de) hızla işçileştiriliyorlar. Bunun sonucu olarak her yıl en az 60-70 çocuk işçiyi iş cinayetlerinde kaybediyoruz; binlerce yaralanma, uzuv kaybı, ruhsal ve fiziksel gelişime vurulan darbeler gözükmüyor bile. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2018 yılını Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı ilan etmesine rağmen çocuk işçi ölümlerinde, çocuk emeği sömürüsünde hiçbir azalma kaydedilememiştir. Türkiye’de çocuk işçilik 4 ila 8 yaş aralığında başlıyor. Tarımda toplayıcılık, çobanlık ve mevsimlik tarım işçiliği yapan; sokakta mendil satan, cam silen çocuklar var. Ancak mevsimlik tarım işçisi ve sokakta çalışan çocukların sayısında 8 yaşından itibaren ciddi bir artış var. 10-12 yaşlarda tekstil ve metalde çalışan çocukları görüyoruz. 13-14 yaşlarından itibaren tarım, inşaat, sanayi ve hizmetlerde çalışan sayıları yüzbinlere ulaşan; 15-17 yaş grubunda ise tarım başta olmak üzere konaklama, ticaret, inşaat, metal, tekstil ve gıda gibi işkollarında çalışan milyonu aşkın çocuk işçi var.
Balıkesir Tabip Odası ve Hekimler olarak; 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde Çocuk işçiliğinin yasaklanmasını, çocuk işçiliğine zemin hazırlayan 4+4+4 eğitim sisteminden vazgeçilmesini ve çocuk işçiliğinin yasaklanmasını talep ediyoruz.”
HABER: HABER MERKEZİ
Yorum yapın