Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, yanlış üretim ve gıda politikaları yanı sıra köyden kente artan göç ve döviz kurunun yükselmesiyle girdi maliyetlerindeki artışı karşılayamayan üreticinin üretimden vazgeçtiğini söyledi.

Bu yıl Tarımsal Eğitim Öğretimin 176’ıncı yıldönümü. Bu nedenle de ülkemizde 10 Ocak tarihini içine alan hafta, tarım haftası olarak kutlanmakta.

Tarım Haftası nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, tarımın önemine dikkat çekti. Pandemi ile gıdaya olan ihtiyacın daha da önemli olduğunun görüldüğünü söyleyen Başkan Akbıyık, yerli üretim için adımlar atılarak bu politikaların kararlılıkla uygulanması gerektiğini ifade etti.

Tarımda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini sıralayan Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi: “Neolitik çağ döneminden bu güne şekil değiştirerek devam eden tarımsal üretim, bu gün dünya da en önemli ticari sektör, en önemli üretim dalı, istihdam dalı olmuştur. Artık bütün dünya ülkeleri tarımsal üretime, üretim kaynaklarına bir başka önem veriyor. Çünkü tarımsal üretimin temel amacı olan gıda üretimi dünyada stratejik sektör olma özelliğini her geçen gün öne çıkarmaktadır. Son iki yıldır devem eden pandemi dönemi tarımın önemini daha belirgin hale getirmiştir.

son yıllarda tarım politikalarını, yerli üretimi artırma ve destekleme yerine kolaycılığa kaçıp ithalat politikaları ile sürdürülmeğe devam edeceği görülmektedir. Artan döviz kurları ile birlikte yurt dışı maliyetler dikkate alındığında, gümrük vergilerinde yapılan indirimlerle maliyetlerin düşürülmesi mümkün görülmemektedir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar bir sonuç getirmemesine karşın, gıda enflasyonunun kısa vadede düşürülmesi için ithalat yolu bir kez daha deneniyor. Bugüne kadar yapılanlar, gıda enflasyonunun kısa vadede günlük geçici politikalarla düşürülmesinin mümkün olmadığını ortaya çıkarmıştır. Gıdada kendi kendine yeterliliğin sağlanması ve fiyatların makul seviyelere gelebilmesinin tek yolu, yerli üretimin geliştirilmesi için gerekli politikaların bir an önce ve kararlılıkla uygulamaya alınmasıdır.

Yurt dışından ihtiyaç duyulan kaba yem ihtiyacının azaltılabilmesi için yem üretimine, yağlı tohumların üretimine verilen teşvikler artırılmalı, meraların etkin kullanımı sağlanmalıdır.Yem sektöründe soya kullanımının yoğunluğundan dolayı yurtiçinde GDO’suz soya üretimine ağırlık verilmeli ve bu yönde teşvikler geliştirilmelidir. Ayrıca soyaya alternatif olarak aspir gibi bitkilerin üretimine ağırlık verilerek yem sanayiinin bu ürünleri kullanımı teşvik edilmelidir. Toprak Mahsülleri Ofisinin fiyat regülasyonu yoluyla üretici ve sanayicileri dengede tutması gereklidir. Tarım Kredi Kooperatifinin yerli üretim yapan üreticinin ürünü uygun fiyatlarla alması sanayiye kar amacı gütmeden satması üreticiye bu ürünlerin yetiştirilmesi yönünde destek sağlayacak ve yem üretiminde sürdürülebirliğe katkı verecektir. Uluslararası ilişkilerden ortaya çıkacak kriz, yaptırım, ambargo gibi olumsuzluk durumunda bu hammaddelerin nasıl sağlanacağına dair alternatif politikalar oluşturulmalıdır.

Ülkemizde büyük yığınlarca yaşanan açlık ve yoksulluğun temelinde gıda ve tarımda yaşanan dışa bağımlılık gelmektedir.Özellikle son yıllarda herşeyde olduğu gibi tarım ve gıdada da yoğun bir ithalatın yaşanması sonunda ülke üretemez duruma gelmiş ve gıda güvencesi de ortadan kalkmıştır.Son onlatı yıllık süreçte tarım ve gıda ile ilgili olarak çıkartılan yasa ve yönetmelikler de gıda güvencesini yok etmeye yönelik tehditleri ne yazık ki pekiştirmekten başka bir işe yaramamıştır.

 

GÖÇ VE İŞSİZLİK SORUNU

Bütün bunların sonucu olarak, kırdan kente göç ile beraber, kırsal bölgelerin insan göçü, tarım sektörünün sürdürülebilir yapısını bozacak derecede kentlere kaymıştır. Bu durum kentsel dengeleri de bozarak kentlerde işsiz kitlelerin yığılmasına neden olmuştur. Oysa gelişmekte olan ülkeler için kalkınmanın yolu kırsaldan geçmektedir. Ekonomik büyümenin anahtarı uzun yıllar yoksulluğun sebebi olarak görülen kırsal bölgelerde küçük aile çiftliğinin desteklenmesi gereklidir. Kırsal bölgelerin, gıda üretimi ile ilgili sabitlenmiş ekonomik büyüme için geniş bir potansiyel bulunmaktadır. Çoğu zaman ihmal edilen bu potansiyalin ortaya çıkarılması için geçimlik tarımda düşük verimlilik, birçok yerde sınırlı endüstrileşme, hızlı nüfus artışı ve şehirleşmeden oluşan oldukça zorlu bu bileşimin üstesinden gelinmesi gerekmektedir.Ancak bu şekildeki bir anlayış sonucu ülkelerin kendini besleme ve yurttaşlarını istihdam etme konularında başarı elde edebilir.

Ülkemiz açısından yakın gelecekte yaşanacak en önemli sorun alanı da, şu an yaşanan ekonomik krizin tarım ve gıda üretimine yapacağı olumsuz etki olacaktır.Aralık 2021 itibariyle kendini daha çok hissettitren ekonomik kriz Aralık ayı sonu itibariyle tüketici enflasyonunu % 36 ’lara, üretici enflasyonunu %80’lere taşımıştır.Artan döviz fiyatlarıyla beraber gübre, mazot, tohum ve zirai ilaçta oluşan yüksek fiyat artışlarını üretici karşılayamayacak ve üretimden vazgeçecektir.Bu durumda ülkemizi önümüzdeki süreçte ciddi anlamda gıda tedariki sorunuyla karşı karşıya getirecektir.”

 

ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, tarımda yaşanan sorunların çözüm önerilerini de sıralayarak sözlerini şu şekilde tamamladı; “Gıda fiyatlarının artışı ile ilgili olarak yapılması gereken, öncelikle sorun doğru olarak saptanıp, bu sorunu giderici, kalıcı çözümlerin üretrilmesi, üretim artışını sağlayacak, çiftçilerin karlı bir üretim yapmasını mümkün kılacak politikaların gecikmeksizin uygulamaya konulmasıdır.Üretim artışını sağlamak için, girdi maliyetleri düşürülmeli, doğal afetlere  karşı önlemler alınmalı, ürünün tüketiciye ulaştırılmasında yaşanan sıkıntılar çözülmeli, uzun vadeli tarım politikaları oluşturularak üretici desteklenmeli, üretim planlaması yapılmalı, kooperatifçilik geliştirilmeli, ithalatın bir çözüm yolu olmadığını kabul ederek üreticimize yeterli destek verilmelidir.Bilinmelidir ki: Tarımın sorunları çözülmeden gıda fiyatları düşmez.”HABER: ABDULLAH KANTARLIOĞLU