Tarihi taş evleri, saklı koyları ve Ege’ye özgü lezzetleriyle Cunda Adası, her mevsim farklı bir huzur vadediyor. Bu küçük ada, büyük bir keşif için sizi bekliyor!

Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası, Türkiye'nin karayoluyla ana karaya bağlanan ilk adası olma özelliğini taşıyor. Tarihi taş sokakları, Rum mimarisinin izlerini taşıyan evleri, taze deniz ürünleriyle süslenen sofraları ve sakin koylarıyla ada, yerli ve yabancı turistlerin gözde rotalarından biri haline gelmiş durumda.

157 YILLIK BİR HİKAYENİN SESSİZ TANIĞI

Cunda Adası'nın geçmişi Antik Çağ’a kadar uzanıyor. Aiol uygarlıklarının izleriyle şekillenen ada, Osmanlı döneminde yoğun olarak Rum nüfusun yaşadığı bir yerleşim merkeziydi. 1923 yılındaki Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi sonrası ada, Midilli ve Girit’ten gelen Türk göçmenlerle yeni bir kimlik kazandı. Kurtuluş Savaşı sırasında gösterilen direniş nedeniyle adaya, Yüzbaşı Ali Çetinkaya’nın anısına “Alibey Adası” adı verildi. Ancak Cunda ismi halk arasında yaşamaya devam etti.

TAŞ YAPILAR VE KÜLTÜREL MİRAS

Adanın simgelerinden biri olan Taksiyarhis Kilisesi, 19. yüzyıldan kalma önemli bir ibadethane olarak dikkat çekiyor. Restore edilerek Rahmi M. Koç Müzesi'ne dönüştürülen yapı, hem mimarisi hem de sergilenen objelerle tarih meraklılarının ilgisini çekiyor.

Ayrıca Aşıklar Tepesi'nde yer alan Agios Yannis Kilisesi, günümüzde Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı olarak kullanılıyor. Buradan Cunda ve çevresindeki adalar manzarasını izlemek, ziyaretçilerin en çok tercih ettiği aktiviteler arasında yer alıyor.

EGE MUTFAĞININ KALBİ BURADA ATIYOR

Cunda Adası, zeytinyağlılar ve deniz ürünleriyle Ege mutfağının karakteristik tatlarını sunuyor. Ahtapot ızgara, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması ve Girit ezmesi gibi lezzetler adanın hemen her restoranında yer buluyor. Yöresel tatlılardan lor tatlısı ve sakızlı muhallebi ise hafifliğiyle sıcak yaz günlerinde serin bir tercih oluyor.

Taş Kahve gibi nostaljik mekânlarda kahve molası vermek, sahil boyunca sıralanan balık restoranlarında gün batımına karşı yemek yemek, adada geçirilen zamanın en unutulmaz anlarını oluşturuyor.

DOĞAL GÜZELLİKLER VE SESSİZ KOYLAR

Cunda, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda doğasıyla da öne çıkıyor. Özellikle Ortunç, Patriça ve Duba koyları; berrak denizi ve sakin atmosferiyle doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal noktalar sunuyor. Adanın çevresi ise Ayvalık Adaları Tabiat Parkı içerisinde yer alıyor. Bölge, flora ve fauna açısından zenginliğiyle dikkat çekiyor.

Yaz aylarında tekne turlarıyla adanın çevresindeki irili ufaklı adalar da gezilebiliyor. Bu turlar sırasında ziyaretçilere yüzme molası ve öğle yemeği sunuluyor.

KÜÇÜK BİR ADA, BÜYÜK BİR DENEYİM

Butik oteller, sanat galerileri, antikacılar ve el işi atölyeleriyle Cunda Adası, büyükşehirlerin kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için özgün bir alternatif sunuyor. Sessizlik, tarih, deniz ve lezzetin buluştuğu bu ada, dört mevsim boyunca farklı bir atmosferle ziyaretçilerini karşılıyor.

 

HABER: BUSE ASLAN