Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde önemli değişiklikler yapıldı.
Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde önemli değişiklikler yapıldı. Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikler ile girişim sermayesi yatırım fonlarının (GSYF) daha çeşitli yatırım imkanları sunabilmesi için bir dizi yenilik getirdi. Ancak değişiklikler içinde piyasanın büyümesi ve gelişmesini destekleyenler olduğu gibi kısıtlayan ve büyümeyi engelleyici düzenlemeler de olduğunu belirtiyor. Halka açık şirketlerden GSYF’lerin çıkmasının riskli olduğunu belirten sektör temsilcileri GSYF’lerin likidite ihtiyacını karşılamasının zorlaşacağını, reel sektöre GSYF desteğinin önünün kesildiğini ve girişimlerin kurumsallaşmasına olan desteğin azalabileceğini vurguluyorlar.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde önemli değişiklikler yapıldı. 21 Eylül’de Resmî Gazete’de yayımlanan bu değişiklikler, girişim sermayesi yatırım fonlarının (GSYF) daha çeşitli yatırım imkanları sunabilmesi için bir dizi yenilik getiriyor. SPK’nın 2014 yılında yasal çerçevesini belirlemesi ile hayatımıza GSYF’lerin pazar büyüklüğü eylül sonu itibarıyla geçen yılın aynı ayına göre yüzde 124 büyüyerek 192 milyar liraya ulaştı.
İrlanda, Finlandiya ve Norveç gibi ülkeleri geride bıraktık
Türkiye girişim ekosistemine bu yılın ilk 9 ayında, Startups.watch’un Türkiye Startup Ekosistemi 2024 Üçüncü Çeyrek Raporu’na göre, 709 milyon dolar yatırım yapıldı. Bu rakam, aynı dönemde İrlanda, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ekonomilerin aldığı yatırımdan daha yüksek. Böylece, son 5 yılda Türkiye’de girişimler 4,8 milyar dolardan fazla yatırım aldı. Rapora göre, 2019 yılında her 10 yatırımın birinde bir GSYF yer alıyordu. Takip eden yıllarda bu oran sürekli olarak arttı. 2023 yılında neredeyse her 2 yatırımdan birinde bir GSYF yer aldı. 2024 yılı ilk dokuz ayında bu oran şimdilik yüzde 17 seviyesinde yer alıyorsa da, yıl sonunda yüzde 42’ye ulaşması bekleniyor. 2019 yılından bu yana GSYF’ler kanalıyla girişimlere 951 milyon dolar finansman sağlandı.
GSYF’lerin büyüklüğü 191,97 milyar lira seviyesinde
GSYF’lerin toplam büyüklüğü eylül sonu itibarıyla 191,97 milyar lira seviyesine ulaştı. 5 yıl önce, 2019 yılı eylül ayında pazar büyüklüğü sadece 1,6 milyar liraydı. Bu büyümenin ardında yatan nedenler arasında, GSYF yatırımı ile uluslararası başarı yakalayan girişimlerin yatırımcısını yüksek performansları ile memnun etmesinin yanı sıra, bu fonların avantajlarının giderek fark edilmesi ve BES’lerin GSYF’lere olan ilgisinin artması gibi nedenler yer alıyor. SPK tarafından 2022’de yapılan düzenlemeyle teknopark şirketlerinin ArGe gelirlerinin yüzde 2’sini yatırıma ayırmaları zorunluluğu getirilmesi, GSYF’lerin büyümesinde etkili oldu. 2024’te bu oran yüzde 3’e ulaştı.
Yeni düzenleme ile büyümeyi teşvik eden değişiklikler
Yeni tebliğ ile yurt dışı yatırım sınırları genişletildi. Yurt dışında kurulu, varlıklarının en az yüzde 51’i Türkiye’deki bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan girişim şirketlerine yatırım yapma imkânı tanındı. Bunun yanında, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırım sınırı, fon toplam değerinin yüzde 10’undan yüzde 15’e çıkarıldı.
Girişim sermayesi yatırım fonlarının en az yüzde 80’inin diğer GSYF katılma paylarından oluşabileceği fon sepeti fonu yapısında ihraç edilmesine izin verildi. Bu değişiklikle, yatırımcıların doğrudan girişim şirketlerine yatırım yapmak yerine, GSYF’ler üzerinden risklerini dağıtarak yatırımlarını çeşitlendirebilmeleri hedeflendi. Bu düzenleme aynı zamanda, yatırımcıların daha önce yatırım almış ve yatırım turunu tamamlamış girişim şirketlerine yatırım yapabilmelerini de mümkün kıldı.
Fonların başvuru süreçlerinin hızlandırılması amacıyla GSYF’lerin menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fonlar altında ihraç edilebilmesine olanak tanındı.
Risk oluşturan değişiklikler
Piyasanın olumlu bulduğu gelişmenin önünü açacağının düşünüldüğü değişikliklerin yanında yeni düzenlemenin bazı kısımlarının olumsuz etkisinin olacağını da belirtiliyor. Halka açık şirketlerden GSYF’lerin çıkmasının riskli olduğunu belirten sektör temsilcileri, GSYF’lerin likidite ihtiyacını karşılamasının zorlaşacağını, reel sektöre GSYF desteğinin önünün kesildiğini ve girişimlerin kurumsallaşmasına olan desteğin azalabileceğini vurguluyorlar.
Son düzenlemeyle halka açık payların GSYF portföyleri dışına çıkarılması özellikle riski bulunuyor. Düzenlemeyle GSYF’ler halka açık şirketlerin açık paylarını alamayacak. Düzenlemeyle halka açık payların GSYF portföyleri dışına çıkarılması, GSYF’lerin girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin yüzde 20’sinden fazla yatırım yapılmasının engellenmesi sektör tarafından sınırlayıcı, büyümeyi engelleyici bir unsur olarak değerlendiriliyor. Bu payların bu sınırlamadan istisna tutulmaması halinde, GSYF sisteminin omurgası olan çıkışlar için alternatiflerin başında gelen halka arzların engellenebileceği değerlendiriliyor. Bunun yanında, GSYF’ler artık halka arz olmuş girişimlerin halka açık paylarını ellerinde tutamayacağından, sektör bu payların satışının başka satışları da tetikleyebileceği konusunda endişeli.
Finansal zorluk, çeşitli yönetimsel ve sektörel sorunlarla faaliyetlerini sağlıklı yürütemeyen girişimlerin yerli ve yabancı pay sahipleri bulunan GSYF’ler gibi hem finansal hem de stratejik nitelikte bir ortağa ihtiyacı olduğu dolayısıyla, halka açık şirketlerin rehabilitasyonu açısından GSYF yatırımlarının sadece bu fonların pay sahipleri için değil aynı zamanda halka açık şirketin küçük ortakları sermaye piyasalarının geneli için önemli bir alternatif oluşturduğu yeni düzenlemenin bunu engelleyebileceği de yapılan eleştiriler arasında.
Düzenleme ile GSYF’lerin diğer GSYF’lere yaptığı yatırımlar, toplam fon değerinin yüzde 25’ini geçemeyecek olması da likiditeye ilişkin endişeye neden oluyor. GSYF’lerin, aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkulden oluşan şirketler ile müteahhitlik şirketlerine yatırım yapmasının zorlaşması da eleştirilen konular arasında bulunuyor. Bununla, ana yatırımı üretim tesisi olan reel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin, lojistik merkezi ve otel gibi turizm yatırımlarının da GSYF’lerin kapsama alanından çıkmasına neden olabileceği değerlendiriliyor. Düzenlemeyle yatırımcılarla, fon ihraç sözleşmesinin imzalanması şartı getirildi. Bu madde ise GSYF kurucusu Portföy Yönetim Şirketlerine aşılması zor bir yükümlülük olarak görülüyor.
KAYNAK: İHA
Yorum yapın