Balıkesir Üniversitesi akademisyenleri, kamu kurumlarının STK’ları çoğunlukla “yardımcı aktör” olarak gördüğünü; büyük afetlerin bu algıyı değiştirdiğini ortaya koydu.

Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Özkan ve Doç. Dr. Alper Uzun'un imzasını taşıyan akademik çalışma, afet yönetiminde kamu kurumlarının sivil toplum kuruluşlarına (STK) bakış açılarını Balıkesir ili özelinde inceleyerek dikkat çekici bulgular ortaya koydu.

BAÜN akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Özkan ve Doç. Dr. Alper Uzun tarafından ortaya koyulan "The Democratic Touch of Disasters': The Perception of Non-Governmental Organizations in Public Institutions in the Context of Disaster Governance" başlıklı çalışma, uluslararası dergi sıralamalarında en üst dilim olan Q1 ölçeğindeki "International Journal of Disaster Risk Reduction"dergisinde yayımlandı.

“AFET YÖNETİMİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, KATILIMCI YÖNETİŞİMLE MÜMKÜN”

Çalışma hakkında bilgi veren Doç. Dr. Alper Uzun, araştırmanın afet yönetiminde katılımcı yönetişim anlayışının önemini vurguladığını belirtti. Balıkesir’in aktif fay hatları üzerinde yer alması ve sel, heyelan, orman yangını ile kaya düşmesi gibi çok sayıda afet riskine açık bir coğrafyada bulunmasının, kenti Türkiye’nin genel afet risk haritasının mikro ölçekte bir temsiline dönüştürdüğünü ifade etti.

Bu çerçevede, kamu kurumlarının sivil toplum kuruluşlarına (STK) yönelik algılarını ve bu kuruluşları karar alma süreçlerine ne ölçüde dahil ettiklerini araştırdıklarını belirten Uzun, çalışmanın dokuz farklı kamu kurumuyla gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelere dayandığını söyledi.

Doç. Dr. Uzun, görüşmeler sonucunda kamu kurumlarının STK’ları genellikle “yardımcı aktör” olarak değerlendirdiğini, ancak 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri gibi büyük ölçekli afetlerin ardından bu yaklaşımın sorgulanmaya başlandığını ifade etti. Bu tür büyük afetlerin, STK’ların sahadaki etkinliğini görünür kıldığını ve karar alma süreçlerine daha fazla dahil edilmeleri gerektiği yönünde bir farkındalık oluşturduğunu dile getirdi.

Ayrıca, afet yönetiminin yalnızca merkezi otoritelerle yürütülemeyeceğini belirten Uzun, sürdürülebilir bir afet yönetimi için sivil toplumun katılımı ve kamu-STK iş birliğinin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Elde ettikleri bulguların, hem akademik literatüre hem de pratik düzeyde afet politikalarının yeniden şekillendirilmesine katkı sunduğunu sözlerine ekledi.

 

HABER: GÜL ÇETİNBAĞ KANBER