Marmara Denizi çevresindeki atıkların yalnızca %55’inin arıtıldığını belirten Prof. Dr. Sarı, kirliliğin kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı.

Marmara Denizi'nde 2021 yılında büyük zararlar veren müsilaj, tekrar ortaya çıktı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın açıklamalarına göre, Erdek Körfezi’nde gerçekleştirilen dalışlarda denizin derinliklerinde müsilaj tabakası tespit edildi. İlk gözlemler, müsilajın 10 metreden başlayarak 15 metreye kadar yayıldığını gösterirken, 25 Ekim 2024’te yapılan daha kapsamlı incelemelerde bu tabakanın 24 metre derinliğe kadar ulaştığı belirlendi.

Müsilaj, denizlerde aşırı artan azot ve fosfor gibi kirleticilerin sonucunda ortaya çıkan bir sorundur. Uzmanlar, deniz suyu sıcaklığının ekim ayı boyunca uzun yıllar ortalamasından 2 derece daha yüksek seyretmesinin de müsilaj oluşumunu tetikleyen faktörler arasında yer aldığını ifade ediyor. Erdek Körfezi’nde deniz suyu yüzey sıcaklığı 21 derece olarak ölçülürken, 40 metre derinlikte bu sıcaklık 16 dereceye düştü. Bu sıcaklık farkları ve kirlilik, müsilajın yayılmasını hızlandırıyor.

Müsilaj, hem deniz ekosistemine hem de ekonomik faaliyetlere ciddi tehditler oluşturuyor. 2021 yılında uygulamaya konulan Marmara Denizi Eylem Planı (MDEP) çerçevesinde müsilajla mücadele için 22 madde belirlenmişti. Ancak, Prof. Dr. Sarı, bu planın etkin uygulanamadığına dikkat çekerek Marmara Denizi’nin yeniden müsilaj tehdidiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Prof. Dr. Sarı, özellikle deniz kirliliği ile mücadele için gerekli önlemlerin alınmadığına işaret etti.

Deniz ekosisteminin daha fazla zarar görmemesi için merkezi ve yerel yönetimlerin acilen harekete geçmesi gerektiğini belirten Sarı, "Marmara Denizi’ne ulaşan tüm kirlilik kaynakları kontrol altına alınmalı, arıtılmamış atık deşarjı durdurulmalı ve denetimler artırılmalıdır" dedi. Ayrıca, deniz çevresindeki 25 milyon insanın atıklarının yalnızca %55’inin arıtıldığını, geri kalan kısmının ise doğrudan denize boşaltıldığını ifade etti. Türkiye’nin sanayi faaliyetlerinin büyük bir kısmının Marmara Denizi etrafında yoğunlaşmasının da kirliliği artırdığına dikkat çekti.

Müsilaj sorununun çözümü için daha etkili ve kararlı adımlar atılması gerektiğini belirten uzmanlar, Marmara Denizi’nin korunması ve gelecekte benzer felaketlerin önlenmesi için kirliliğe karşı mücadelenin daha yoğun bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini ifade ediyor. Marmara Denizi'nde yaşanan bu yeni durum, çevresel sorunlara yönelik kamuoyunun ve yetkililerin dikkatini artırmayı hedefliyor. Uzmanlar, kirlilikle mücadelede daha güçlü yasaların ve düzenlemelerin gerekliliğine vurgu yapıyor.

HABER: HABER MERKEZİ