Türkan Saylan’ın ölüm yıl dönümünde, burs verdiği öğrencilerin Saylan’a yazdığı mektuplar okunarak duygu dolu anlar yaşandı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Bandırma Şubesi, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ölümün 15’inci yıl dönümü dolayısıyla “Türkan Saylan’a Mektuplar” isimli etkinlik düzenledi. Santral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte katılımcı olarak; ÇYDD Bandırma Şube Başkanı Av. Ece Başaran, Öğretmen Yazar Nazan Çinko, Bandırma Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Karaçay, Öğrenciler Nira İrem Yıldız, Buse Akkurt, Esin Torun, Melisa Kan ve Nurçin Akbıyık ve sunucu olarak ise Ayşenur Pireci yer aldı.

Etkinliğe; Bandırma Belediye Başkan Vekili Elif Didem Çidem, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, Kadın Dayanışma Derneği Bandırma Şube Başkanı Nilgün Germiyan, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Başaran, “Yaşama Veda Etmeden Önce Bile Ülkesini, Eğitimi ve Çocukları Düşünüyordu”

Programın açılış konuşmasını ÇYDD Bandırma Şube Başkanı Ece Başaran yaptı. Türkan Saylan’ın sözlerini okuyarak Türkiye’de kadın olmanın zorluğundan bahsetti. Ardından Saylan’ın ölümünü anlatan Başaran, “Yaşama veda etmeden önceki günlerde bile ülkesini, eğitime devam eden ve edemeyen çocukları düşünüyordu. Türkan Hocamız ne yazık ki son günlerini yaşıyordu. Ne yazık ki hastalığı ve son günlerde ÇYDD ile ilgili yaşadığı hak etmediği sıkıntılar onu zayıf düşürmüş ve ölüme yaklaştırmıştı. Kendi de bunu fark ettiğinde ‘görevimi tamamladım, randevularımı tamamladım, artık ölebilirim’ dedi. Bu kadar güçlüydü bizim kıymetlimiz. Bizlerle iletişimi az da olsa sürüyordu. Ta ki son 24 saate kadar. Hocamız uykuya daldı. Huzurlu nefeslerle, ağrısız, acısız 24 saat daha yaşadı. 18 Mayıs 2009 sabahı erken saatlerde Türkan Hocam ebedi uykusuna dalmıştı.” dedi.

Karaçay “Yakın Tarihimizin En Önemli Figürlerinden Biridir”

Programın devamında eski öğrencilerinden biri olan Bandırma Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Karaçay, Türkan Saylan’ın hayatını anlattı. Karaçay, “Türkan Saylan, Türkiye için yakın tarihimizin en önemli figürlerinden biri hatta birincisidir kanımca. O çocukluğundan itibaren azimli, pratik zekâlı, çalışkan, özverili bir insan ve as özgürlüğe âşık bir kadındı. Tıp alanında hastalarına, sosyal hayatta yardıma ihtiyacı olan herkese, Türk, Kürt, Süryani ayırımı yapmadan yardım etti. Onun için tek şart kişinin yardıma muhtaç olmasıydı, gerek sağlıkta, gerek eğitimde, gerek maddi, gerekse manevi. Önce bir insandı, sonra bir doktor, toplumsal olaylara duyarsız kalmayan bir vatandaş, yanlışı düzeltmeye çalışan bir aktivistti. Türkan Saylan’ı saygı ve minnetle anıyoruz.” diye konuştu.

Türkan Saylan’ın kız çocuklarına Kardelenlerim diye seslendiğini söyleyen Yazar Nazan Çinko, “Türkan Saylan’ın kız çocuğu yoktu ama yurdundaki bütün kız çocukları onundu. Onlar için vereceği mücadelede Hades gibiler vız gelirdi ona. Daha kötüleriyle mücadele etti. Bir öteki oldu. Ortalığı karıştıran, İnsanlığı uyandıran. O hem eril hem dişil enerjiyi taşıyan bir kadındı. Nasıl doktor olmak ve insanlığa yardım etmek gibi ulvi hayaller taşıyorsa bir kadın olarak da aşka dair hayalleri vardı.” dedi.

Programın devamında ölmeden önce burs verdiği kız çocuklarının mektupları okundu. Ardından bursu devam eden öğrencileri Nira İrem Yıldız, Buse Akkurt, Esin Torun, Melisa Kan ve Nurçin Akbıyık, Türkan Saylan için yazdıkları duygu dolu şiirlerini seslendirdi.

HABER: GÜL ÇETİNBAĞ KANBER