İstanbul Kağıthane’de polis memuru Hakan Telli’nin şehit edildiği, 1 polis memurunun ise ağır yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin 51 sanıklı davanın görülmesine başlandı.

İstanbul Kağıthane’de polis memuru Hakan Telli’nin şehit edildiği, 1 polis memurunun ise ağır yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin 51 sanıklı davanın görülmesine başlandı. Mahkeme, ara kararında 1 sanığın tahliyesine karar verdi.
Kağıthane’de 25 Ağustos 2023’te uyuşturucu ticareti yapıldığı ihbar edilen adrese düzenlenen operasyonda açılan ateş sonucu polis memuru Hakan Telli’nin şehit edildiği, polis memuru A.Y.Ç.’nin ise ağır yaralandığı olaya ilişkin 51 sanığın yargılanmasına başlandı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 8 tutuklu ve 10 tutuksuz sanık hazır bulundu. Bir kısım müştekiler ile sanık avukatlarının da katıldığı duruşmaya bazı tutuklu sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

'Vatanımı ve milletimi seven bir insanım, ben herhangi bir suça karışmadım'
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mikayil Akbulut, olayı medyadan öğrendiğini belirterek, 'Ben sabit ikametgah sahibi bir insanım. İkametgahımın bulunduğu konumda yaklaşık 5 sene ticaretle uğraştım. Bulunduğum bölge Nurtepe’dir. Her gün bizden gelip para istenirdi, ben de vermezdim. Kepenk kapattırma muhabbeti olurdu, ben milliyetçi bir insan olduğum için kapatmazdım. Belli bir süre sonra dükkanıma saldırı oldu. Konuyla alakalı şikayette bulundum. Yapanı bulamadılar. Hakan Telli’nin şehit olduğu gün ben uyuyordum. Burada neden olduğumu hala bilmiyorum. Serhat Anucur’u tanırım, arada bir çiğköfte dükkanımdan çiğköfte alırdı. Vatanımı ve milletimi seven bir insanım, ben herhangi bir suça karışmadım' dedi.

'Bugüne kadar polise karşı herhangi bir kavgam bile olmamıştır'
Örgüt lideri olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Serhat Anucur ise savunmasında, 'Bugüne kadar polise karşı herhangi bir kavgam bile olmamıştır. Benim 2020 yıllarında Uğurcan Gündoğmuş ile parkta otururken bir kavgam olmuştu, kendilerini biraz üstten görmüşlerdi. O zamanlardan husumetliyizdir. Sonra Uğurcan birini öldürüp buralardan firar etti ama bana karşı birkaç sefer ateşli saldırıda bulundu. Sosyal medyadan canlı yayına çıkıp kendisi ’Bunları yaptım’ falan diyordu. Düzenli olarak gittiğim berber dükkanına bile ateş edilmişti. Bu gibi saldırılardan sonra ben de misilleme olsun diye takıldığını duyduğum kahvehaneye gitmiştim. Ozan Anucur, Sinan Anucur, biz aynı mahallede büyüdük ama kesinlikle herhangi bir ortaklığımız olmamıştır. Kimsenin herhangi bir kod adı da yoktur. Yılmaz Burak’ın da nerede olduğunu bilmiyorum. Cezaevine girmeden önce kendime ağıl yapmıştım, paramı da oradan kazanıyordum. Haksız yere cezaevindeyim' şeklinde konuştu.

'Ne Anacurları ne de diğer hiç kimseyi tanımıyorum'
Tutuklu sanıklardan Okşan Ünlü ise savunmasında, 'Ne Anucurları ne de diğer hiç kimseyi tanımıyorum. Sadece sanıklardan Emre Oral benim erkek arkadaşımdır. Erkek arkadaşımın yanına gitmiştim, ertesi gün evi polisler bastı. Evden uyuşturucu maddeler çıktı. Ben içiciyim zaten ama herhangi bir şeyi kesinlikle camdan atmadım' ifadelerini kullandı.

1 sanığa tahliye
Yaklaşık 10 saat süren duruşmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Okşan Ünlü’nün adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi. Heyet, diğer sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şehit polis memuru Hakan Telli ‘maktul’, aralarında olayda ağır yaralanan polis memuru A.Y.Ç.’nin de bulunduğu 15 kişi ‘müşteki’ ve 51 kişi ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Hazırlanan iddianamede, olay günü bir vatandaşın bir adreste uyuşturucu madde ticaretine yönelik faaliyetler yapıldığını ihbar ettiği, ihbar üzerine görevli polis memurlarınca adresin izlemeye alındığı, adres izleme ile takip çalışmalarının aynı ekipte görevli polis memurları Hakan Telli, A.Y.Ç. ve B.Ö. tarafından yapıldığı, 25 Ağustos günü şüpheliler Görkem Doğan ve Kadir Taşdemir’in adresin bulunduğu binanın önüne geldikleri, şüpheli Taşdemir’in elinde beyaz bir poşetle binadan dışarıya çıkıp kendisini bekleyen motosiklete doğru yöneldiğinin görülmesi üzerine polis memurlarınca müdahale edildiği anlatıldı.

Pizza kutusunun içinden otomatik silah çıktı
Şüpheli Taşdemir’in elindeki poşetin içinde pizza kutusu olduğunun aktarıldığı iddianamede, pizza kutusunun içerisinde ise ‘UZİ’ olarak bilinen otomatik tüfeğin olduğunun görüldüğü, bunun üzerine şüpheliler ile otomatik silahın muhafaza altına alındığı, şüphelilerin kelepçelenerek binanın kamera odasında geçici olarak muhafaza edildiği, polis memurları Hakan Telli ile A.Y.Ç.’nin yakalanan şüphelilerin tarif ettiği dairenin önüne geldikleri, olayın acil olmasından dolayı kapının çalınıp görevlilerin kendilerini polis diye tanıttıkları, kapının açılmayıp, içeriden koşuşturma ve su seslerinin gelmesi üzerine polis memuru Telli’nin takviye ekip için telefon görüşmesi yaptığı kaydedildi.

‘Ateş etmeyin, polis’ uyarısına rağmen ateş edilmeye devam edildiği belirtildi
İddianamede, elinde bulunan silahla şüpheli Ozan Anacur’un kapıyı yarım şekilde araladığı, silah olduğunu gören polis memuru A.Y.Ç.’nin silahı almak için hamle yaptığı, yaşanan boğuşmada şüpheli Ozan Anucur ile polis memuru A.Y.Ç.’nin dairenin içine doğru düştükleri, polis memuru Hakan Telli’nin de daire içine doğru hamle yaptığı, bu sırada daire içerisinden dairenin giriş kısmında bulunan polis memurlarına doğru ateş edilmeye başlandığı ve ‘Ateş etmeyin, polis’ uyarısına rağmen ateş edilmeye devam edildiği belirtildi.

Polis memuru A.Y.Ç.’nin kafasına doğrultup tetiğe bastığı ancak silahın ateş almadığı aktarıldı
Şüpheli Ozan Anucur’un A.Y.Ç.’nin beylik silahını almak için boğuşmaya devam ettiğinin aktarıldığı iddianamede, evde bulunan diğer şahısların da şüpheliye yardım ettikleri, silahın şüpheliler tarafından alındığı, şüpheli Anucur’un silahı polis memuru A.Y.Ç.’nin kafasına doğrultup tetiğe bastığı ancak silahın ateş almadığı, açılan ateş sonucu vurulan polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç.’nin yaralı şekilde daire dışına çıktıkları, şüpheliler Ozan Anucur, Diyar Anucur ve Akın Arsakay’ın ise silahlı şekilde binanın otoparkından çıktıkları, binanın çevresinde beklemekte olan polis memurlarının şüphelileri fark ettikleri, şüphelilerin ellerindeki silahları polis memurlarına doğru doğrultarak polis memurlarının bulunduğu yöne doğru hareket ettikleri, bunun üzerine açılan ateşte şüpheli Diyar Anucur’un vurulduğu, diğer 2 şüphelinin ise binanın girişine giderek orada bulunan memurlara teslim oldukları kaydedildi.

Anucurlar ile Gündoğmuşlar suç örgütlerinin kanlı hesaplaşmasının olduğu vurgulandı
Hazırlanan iddianamede, olayın yaşandığı evin Sinan Anucur liderliğindeki suç örgütü tarafından uyuşturucu ve silah ticaretini takip etmek ve örgüt mensuplarının saklanmasını sağlamak amacıyla hücre evi olarak kullanıldığının tespit edildiği, örgütün zaman içerisinde uyuşturucu ağlarını güçlendirerek hem uyuşturucu madde üretimi hem de yurt dışından kaçak yollarla ülkeye çeşitli uyuşturucu maddeler sokmaya başladıkları, uyuşturucu madde satışından doğan rantı kaybetmek istemeyen Uğurcan Gündoğmuş liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü ile aralarında düşmanlığın başladığı, Anucurlar ve Gündoğmuşlar isimli silahlı suç örgütleri arasında meydana gelen Mehmet Emin Kalkan ve Ramazan Arslan isimli şahısların öldürülmesi ile sonuçlanan çatışmalardan bahse konu rant kavgasının kanlı bir hesaplaşmaya dönüştüğünün anlaşıldığı kaydedildi.

Örgüt liderinin kardeşi olduğu öğrenildi
Örgüt lideri Sinan Anucur’un saldırının gerçekleştiği evde bulunan Ozan Anucur’un ağabeyi olduğunun aktarıldığı iddianamede, şüpheli Ozan Anucur’un ağabeyi Sinan Anucur’un yurt dışına çıkması ve diğer örgüt yöneticisi olan Serhat Anucur’un ise cezaevinde olması nedeniyle suç örgütünün uyuşturucu madde ve silah ticaretini yönettiği, husumetli grup olan Gündoğmuşlar isimli gruba yönelik gerçekleştirilecek saldırı öncesi bu grup üyelerini takip ettirdiği, polis memurlarına yönelik silahlı saldırının gerçekleştirildiği daireyi kendini gizlemek amacıyla başkalarına kiralattığı kaydedildi.

4 şüpheliye 146’şar yıla kadar hapis talebi
Hazırlanan iddianamede şüpheliler Ozan Anucur, Sinan Anucur, Serhat Anucur ve Yılmaz Burak’ın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs’, ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama’, ‘izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma’, ‘resmi belgede sahtecilik’, 4 kişiye karşı ‘kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘mala zarar verme’, ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından ayrı ayrı 107’şer yıl 4’er aydan 146’şar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede 47 şüphelinin ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme, nakletme ve satma’, ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama’, ‘parada sahtecilik’, ‘suç delillerini yok etme’, ‘mala zarar verme’, ’kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması’ suçlarından ayrı ayrı 5’er yıldan 97’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.


KAYNAK: İHA