1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. KADIKÖY BOĞASI FİLMİ NEDEN BU KADAR SEVİLDİ?

KADIKÖY BOĞASI FİLMİ NEDEN BU KADAR SEVİLDİ?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son zamanlarda sinemaya gitmek için bir sebep bulmak zorlaştı. Ya benzer senaryolarla karşılaşıyoruz ya filmler seyirciyle gerçek anlamda bir bağ kuramıyor ya da izleyecek başka film yok. Sinema dediğimiz şey ise hikayeleri, karakterleri, dili ve görsel dünyasıyla bir toplumun neye güldüğünü, neye ağladığını gösterir. O yüzden gişede başarılı olan filmler sadece bilet sayısıyla değil, aynı zamanda kültürel yansımasıyla da değerlendirilmelidir.
***
Gelelim asıl konumuza. Son dönemin dikkat çeken örneklerinden biri de Kadıköy Boğası filmi oldu. Kısa sürede sosyal medyada fenomen olarak geniş bir kitleye ulaşan, Fenerbahçe tutkusuyla bilinen Mustafa Başaran’ın gerçek hayat hikayesinden esinlenilen film çıktığı ilk günden itibaren sosyal medyada gündem oldu.
Biraz da filmin arka planından bahsedelim… Sahne arkasıyla, günlük yaşantısı ve Kadıköy sokaklarında bir ikon haline geliş süreci mizahi bir üslupla beyaz perdeye taşındığı filmin yönetmen koltuğunda Bülent Terzioğlu oturuyor.
Kendine özgü tarzı, halk kahramanı figürü haline gelen, absürt mizah anlayışıyla gönüller taht kuran Mustafa Başaran yani namıdiğer Kadıköy Boğası, filmi çıktığı ilk andan itibaren gişe rekorları kırarak birincilik koltuğuna oturdu. 22 Ağustos’tan bu yana 50 bine yakın kişi tarafından izlendi.
Ama sormadan edemiyorum. Gerçekten bu kadar basit mi bir filmi izlenir kılmak? Yoksa kalite beklentimiz mi iyice düştü?
Bana göre bu ilginin en büyük nedeni, filmin merkezindeki ana karakterin halktan biri olması. Seyirci, Mustafa Başaran’da kendinden bir şeyler buluyor. O, semtinden kopmamış, sokakta çocuklarla muhabbet eden, doğallığını yitirmemiş birisi olduğu için, izleyici bu içtenliği seviyor olabilir.
Elbette her film bir boşluğu doldurur, bu apayrı bir konu. Bu yüzden Kadıköy Boğası da seyircinin eğlenmeye, gülmeye, kafasını dağıtmaya duyduğu ihtiyaca karşılık veriyor olabilir. Ama bana kalırsa filmin elde ettiği başarı aynı zamanda bir sorunu da gözler önüne seriyor.
Film, mizahı sokağın doğallığından alıyor, evet. Fakat bu doğallığın arkasında sinemasal anlamda güçlü bir yapı ya da derin bir hikaye aramak zor. Bu film ve ana karakter bana, Recep İvedik filmlerini hatırlattı. Konular birbirinden tamamen bağımsız olsa da Recep İvedik gibi absürt komedi karakterleriyle kıyaslamam da bu yüzden şaşırtıcı değil. Recep İvedik, yıllar içinde bir “fenomen”e dönüştü, ama bu fenomenleşmenin sinemaya nasıl bir katkı sağladığı hala tartışma konusu.
Kadıköy Boğası’nın da benzer bir yol izlemesi muhtemel. Büyük ihtimalle devam filmi de gelebilir.
Lakin şunu söylemeden geçmek istemiyorum ki o da artık daha iyi filmler, senaryolar ve oyuncular hak ettiğimizi düşünüyor, film sektöründe başyapıtlar görmek en doğal hakkım diye düşünüyorum.
Kısacası sinema, sadece güldürmekle değil, düşündürmekle de var olmalı. Biz artık “gülmek yeter” diyerek salonlara giriyor; absürt, kısa vadeli içeriklere uzun alkışlar tutuyoruz.
Kadıköy Boğası izlenir mi? Evet, izlenir. Hatta bazı anlarda güldürür de. Ama bir film sadece gişede ne kadar kazandığıyla değil, bize ne anlattığıyla da konuşulmalı.
Umarım bu ilgi, daha yaratıcı ve güçlü işlerin önünü açar. Yoksa sinema, sadece sosyal medya figürlerinin beyaz perdede tekrarlanmasından ibaret kalacak gibi görünüyor. Bence bütün mevzu da bu…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
sinirli
Sinirli
KADIKÖY BOĞASI FİLMİ NEDEN BU KADAR SEVİLDİ?
Yorum Yap
Giriş Yap

Balıkesir Birlik Gazetesi - Son Dakika , Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!