Türkiye’de genç ve çocuklarımız için kaç yıldır “geliyorum” diyen büyük bir tehlike var:
Uyuşturucu.
Emniyet ve Jandarma teşkilatları sürekli operasyonlar düzenliyor, büyük miktarlarda uyuşturucu ele geçiriliyor. Kolluk olarak amansız mücadele aralıksız sürdürülüyor.
Bununla birlikte son günlerde kamuoyu gündemine “ünlüler” ile düşen bir de uyuşturucunun “medyatik” yönü var.
Ekran başındaki vatandaş, kuşkusuz “ünlüler geçidi” ile “Allah Allah her gün ekranlarda gördüğümüz insanların nasıl bir hayatı varmış” diye seyirci tepkisi gösteriyor olabilir.
Bu ünlüler dramının caydırıcı etkisi de olabilir.
Lakin bir de artık maalesef ülkemizde hiç de önemsenmeyen masumiyet karinesi var ki, suçları sabit olana kadar medyatik ünlülerin medyaya düşmeleriyle hepsi kamuoyu vicdanında mahkûm hale geliyorlar ki kurunun yanında yaş da yanıyor haliyle…
Masumiyet karinesi diye bir şey kalmadı biliyorsunuz.
Medya, yargıdan önce hüküm verir halde.
Kamuoyu ise önüne sürülen gündem maddeleri ile ziyadesiyle meşgul…
Ki aylardır bir “süreç” macerasına takıldı Türkiye…
Uyuştuk kaldık.
26 yıldır hapiste olan terörist başı etrafında İmralı öylesine özel bir hale getirildi ki devlet aklı uyuştu gitti…
Neyse dağıtmayalım… Uyuşturucu Türkiye’nin en ciddi belalarından biri.
Geleceğimiz için, genç ve çocuklar için…
Uyuşturucu kullanma yaşı 14-15’lere kadar inmiş durumda.
Aileler nereden geleceği belli olmayan tehlikeye karşı savunmasız durumdalar çünkü sokağın her noktası potansiyel tehdit.
Uyuşturucuyla ailelerden tutun kolluğa, devletin tüm kurumlarının mücadelesi kuşkusuz sürecek ve sürmeli. Lakin asıl mücadelenin dev uyuşturucu baronlarıyla yapılması şart. Bu noktada asıl önemli olanın da yurtdışından ülkemize uyuşturucu akışının kesilmesi ve sınırlarımızın çok sıkı gözetim ve denetim altına alınması gerekiyor. Gün geçmiyor ki basında gemilerde ve tırlarda ele geçirilen uyuşturucu ile ilgili haberlere rastlanılmasın. Demek ki sınırlarımız önemli ölçüde güvenlik açığı içeriyor.
Ele geçirilenlere bakıyorsunuz, bir de ele geçirilemeyenleri düşünüyorsunuz, kuşkusuz korkutucu.
Türkiye’nin Asya ve Avrupa geçişinde köprü görevinde olmasına rağmen uyuşturucunun Türkiye üzerinden başka ülkelere gittiği de uluslararası raporlarla sık sık ortaya konuyor.
O nedenle sınır güvenliği ve denetiminin önemi giderek daha fazla artıyor.
İnsan göçünün ve kaçak girişlerin ne kadar önlenebildiği hususunda soru işaretleri bulunurken uyuşturucu gibi bir belanın sınırlarda kesilmesi çok ama çok önemli.
Uyuşturucu; okul önlerinde, kafelerde, gençlerin bulunduğu mekanlarda çok ciddi bir tehdit olarak karşımızda bulunurken kolluk güçlerinin mücadelesi elbette takdire şayan. Kamuoyunun gündemine düşen ünlüler operasyonları da en azından toplumun dikkatini bir kez daha uyuşturucuya çekmesi bakımından fayda sağlayıcı nitelikte.
Bununla beraber asıl sorun giriş ve çıkışta.
Ülkemizin sınırlarını gerek kara gerekse hava ve deniz olarak titizlikle ve aralıksız korumak zorundayız.
Ülkeye giriş engellenebilirse asıl o zaman gelecek daha güvenli olabilecektir, unutulmaması ve uyuşmamamız gereken asıl nokta budur.



