Ayvalık’ın bereketli topraklarında dolaşırken, bir fabrikanın kapısından içeri adım attığınızda yalnızca zeytin kokusu değil, geçmişin izleri de karşılar sizi. Ustalı Zeytin ve Zeytinyağı Fabrikası, benim için sadece bir üretim alanı değil; bir ailenin hafızasının, emeğinin, kaderinin yeniden yazıldığı bir mekandır. Çünkü Ustalı ailesinin hikâyesi Midilli’nin Yereli köyünden, mübadele acısıyla başlayan ama Ayvalık’ın bereketiyle yeniden kök salan bir hikâyedir.
Aile büyükleri yıllar önce Midilli’den ayrılırken yanlarında yalnızca eşyalarını değil, en az onlar kadar değerli olan zeytincilik geleneğini de taşıdı. Midilli’de yıllarca sürdürülen zeytin ve zeytinyağı üretimi, Ayvalık’ın toprağında yeniden filizlendi. Bugün ailelerinin soyadı olarak taşıdıkları Ustalı kelimesi bile, Midilli’deki en büyük zeytinliğin adından gelir. Bir aile ismi değil, bir mirasın devam ettiğinin işaretidir.
Bu miras yıllarca sadece müstahsil olarak sürdürüldü. Aile kendi bahçelerini işledi, kendi zeytinini topladı, kendi yağını yaptı. Ancak 2006 yılının Nisan ayında aile fertleri önemli bir karar aldı. Zeytincilik artık sadece bir gelenek değil, aynı zamanda bir marka olmalıydı. Böylece kendi üretim tesislerinin temeli atıldı. 2008 yılındaki hasat döneminden itibaren USTALI markasıyla kendi fabrikalarında üretim yapmaya başladılar. Bugün fabrikadan çıkan her damla zeytinyağı, sadece toprağın değil, ailenin tarihinin de izlerini taşır.
Ayvalık’ın zeytini kendine has bir karakter taşır. Ustalı ailesi bu zeytini son teknoloji makinelerle, bugilerle, el değmeden ve zedelemeden topluyor. Kendi Pieralissi marka İtalyan sıkım sistemlerinde, maksimum 24 derecede soğuk sıkım yöntemiyle Erken Hasat Natürel Sızma, Natürel Sızma ve Natürel Birinci yağlar üretiyorlar. Sadece zeytinyağı değil; siyah yuvarlama, yeşil çizik, Gemlik, Domat, kırma, çizik gibi sofralık zeytin çeşitlerini de doğal fermantasyonla hazırlıyorlar. Hatta kendi doğal zeytinyağı sabunlarını bile üreterek ürün yelpazesini genişletiyorlar.
Ürünler krom tanklarda, en fazla 26 dereceyi geçmeyen sıcaklıkta saklanıyor. Pamuk filtre ile geleneksel yöntemlere sadık kalarak filtreleniyor ve tam otomatik dolum ünitesinde el değmeden şişeleniyor. Kısacası, zeytinin dalından sofraya uzanan bu yolculukta her aşamada titiz bir emek var.
Ama Ustalı fabrikasının beni en çok etkileyen kısmı üretim süreci değil, fabrikanın ruhudur. Kapıdan içeri adım attığınız anda duvarlarda asılı olan sözler sizi karşılar. Bu sözler sadece birer cümle değildir; yılların imanını, sabrını, tefekkürünü ve hayat yolculuğunda insana lazım olan duruşu hatırlatır.
Girişte yer alan yazı şöyle başlıyor:
Kaderi yazan kalem ilahidir.
Kaderin sahibi alemlerin Rabbidir.
Sen kaderin çilesine sabret.
Sabredenler cennetin sahipleridir.
Her insan yağmur tanesi gibidir.
Kimi çamura düşer kimi gül yaprağına.
Herkes görecek ki asrın tarzına değil, Allah’ın farzına uyanlar kazanacak.
Rabbim bizleri gül yaprağına düşenlerden, Allah’ın farzına uyanlardan eylesin.
Fabrikaya adım attığınızda bu sözler sadece bir levha gibi görünmez; fabrikanın sesine, kokusuna, atmosferine karışır. Zeytin sıkımının sesiyle birlikte bu cümleler adeta iç dünyanızda yankılanır.
Bir diğer duvarda asılı olan yazı ise daha da derin bir anlam taşır:
Bir zeytin ağacı gibi ol çocuğum.
Bir zeytin ağacı kadar uzun ömrün olsun.
Bir ağaç kadar kimseye müdanen olmasın.
Sert rüzgarlar, hoyrat yağmurlar, kızgın güneş sana ne verirse versin kızma.
Ve bir zeytin ağacının dallarında bir o yana bir bu yana sallanan o güzel yapraklar gibi, ışığı süzen, rüzgarla dans eden yapraklar kadar güzel bir ömrün olsun. Bir zeytin ağacı kadar güzel bir kaderin olsun.
Bu yazıyı okurken bir fabrikanın içinde olduğunuzu unutabilirsiniz. Çünkü bu cümleler size yalnızca bir üretim tesisinde değil, hayatın tam ortasında olduğunuzu hatırlatır. Zeytin ağacının köklü duruşu, bereketi, sabrı ve gücüyle insanı bir tutar.
Ustalı Zeytin ve Zeytinyağı Fabrikasını önemli kılan yalnızca ürünlerinin kalitesi değil, içinde taşıdığı bu ruh, bu kültür, bu gelenektir. Ayvalık’ta gerçek zeytinyağının ne demek olduğunu anlamak istiyorsanız, doğal fermantasyonla hazırlanmış zeytini tatmak istiyorsanız, toprağın ve emeğin birleştiği bir lezzeti arıyorsanız USTALI markasının değerini bilirsiniz.
Ben fabrikanın duvarlarındaki o yazılara her baktığımda zeytin ağacının ne kadar kutsal bir ağaç olduğunu, emeğin ne kadar kıymetli olduğunu, bir ailenin geçmişinin nasıl geleceğe taşındığını daha iyi anlıyorum. Bu nedenle Ustalı’yı anlatmak, sadece bir markayı değil, bir geleneği, bir duruşu, bir hikâyeyi anlatmaktır.




