1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. UKRAYNA SAVAŞI NEREYE GİDİYOR?

UKRAYNA SAVAŞI NEREYE GİDİYOR?

0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

Ukrayna savaşı üçüncü yılına yaklaşırken en çok sorulan soru hâlâ aynı: Bu savaş ne zaman bitecek? Resmî açıklamalarla sahadaki gerçekler arasında büyük farklar var. Söylenenlere göre Ukrayna ordusunda 46 bin subay ve asker hayatını kaybetti. Bu rakamın doğruluğu tartışmalı olsa da savaşın her iki taraf için de ağır bir insan kaybına yol açtığı açık.

 

Peki! Rusya neden

Ukrayna’ya saldırdı?

Bu sorunun cevabı tek bir başlıkla açıklanamaz. Rusya açısından mesele sadece toprak mıdır? Hayır. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Ukrayna’nın Batı ile askeri ve siyasi yakınlaşması ve Karadeniz güvenliği Moskova’nın temel endişeleri arasında yer aldı. Rusya, Ukrayna’yı kendi etki alanında tutmak istiyordu. Kiev yönetimi ise yönünü Batı’ya çevirdi. Çatışmanın fitili de tam burada ateşlendi.

 

Rusya ne istiyor?

Rusya’nın hedefi Ukrayna’yı tamamen işgal etmek mi? Bugüne kadar sahadaki tablo bunu göstermiyor. Asıl amaç Ukrayna’yı zayıflatmak, Batı’ya bağımlı hâle gelmesini engellemek ve doğu bölgelerinde kalıcı bir nüfuz alanı oluşturmak. Donbas ve çevresinde oyalanıyor gibi görünmesinin nedeni de bu. Rusya kontrol ettiği bölgeleri bırakmak istemiyor ama tüm Ukrayna’yı yönetmenin ağır maliyetini de üstlenmek istemiyor.

 

Ukrayna neden direniyor?

Çünkü Ukrayna için bu savaş bir varoluş meselesi. Toprak kaybı sadece bir harita değişikliği midir? Hayır. Bu aynı zamanda egemenliğin aşınması anlamına geliyor. Batı’dan alınan siyasi ve askeri destek Kiev’i ayakta tutuyor. Ukrayna bu destek sayesinde savaşı uzatabiliyor. Ancak bunun bedeli nedir? İnsan gücü kaybı ve ağır bir ekonomik yıkım.

 

Savaş neden bitmiyor?

Çünkü masaya oturmak her iki taraf için de şu aşamada kayıp anlamına geliyor. Rusya sahada kazandıklarını garanti altına almak istemiyor mu? Elbette istiyor. Ukrayna ise topraklarından vazgeçerse devlet olarak zayıflayacağını düşünüyor. Batı bu savaşı Rusya’yı yıpratmanın bir aracı olarak mı görüyor? Görünen tablo bunu doğruluyor. Bu yüzden barış ihtimali sürekli konuşuluyor ama somut bir adım atılmıyor.

 

Peki! Sonuç ne olur?

Büyük ihtimalle bu savaş ani bir barışla mı bitecek? Hayır. Daha çok düşük yoğunluklu, uzun süreli bir çatışmaya dönüşmesi bekleniyor. Cepheler donar, sınırlar fiili olarak değişir ama kimse bunu resmen kabul etmez. Ukrayna uzun süre istikrarsız kalır. Rusya ise yaptırımlarla yaşamayı öğrenir.

 

Türkiye bu tabloda

nerede duruyor?

Türkiye dengeli bir politika izlemeye çalışıyor. Bir yandan Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunurken, diğer yandan Rusya ile köprüleri atmıyor. Tahıl koridoru ve arabuluculuk girişimleri Türkiye’nin diplomatik ağırlığını göstermedi mi? Gösterdi. Ancak savaşın uzaması enerji maliyetleri, ticaret ve bölgesel güvenlik açısından Türkiye’ye zarar veriyor. Dolaylı ama gerçek bir bedel ödüyoruz.

 

Bize doğrudan zarar verir mi?

Şu an için hayır. Ama Karadeniz’in daha fazla askerileşmesi, NATO ile Rusya arasındaki gerilimin tırmanması ve ekonomik baskılar Türkiye’nin manevra alanını daraltıyor. Türkiye için en doğru senaryo nedir? Bu savaşın adil ve kalıcı bir barışla sona ermesi.

Ukrayna savaşı sadece iki ülkenin savaşı mı? Hayır. Bu çatışma aynı zamanda küresel güç mücadelesinin bir yansımasıdır. Bu savaş bitmeden dünyada dengeler yerine oturur mu? Şimdilik zor görünüyor.

 

-*-*-*-

 

KIYAMET GÜNÜNDE İNSANLAR

ARASINDA GÖRÜLECEK İLK DAVA

 

Toplumların, ailelerin ve fertlerin kaderine en ağır şekilde dokunan meselelerden biri, insan canına kasteden eylemlerdir. Yüzyıllar önce söylenmiş bir hadis var ki insanlık için sarsıcı bir uyarı niteliği taşır. Peygamber Efendimiz buyuruyor:” Kıyamet gününde insanlar arasında görülecek ilk dava, kan dökme ile ilgili olanlardır”. Bu kısa cümle, hem dünyevi hem de uhrevi bir gerçeğin en berrak hali.

İnsan canı, yaratılmışlar içinde en kıymetli emanettir. Toprağın sınırlarını, ailelerin kaderini, şehirlerin huzurunu bozan her haksız kan, sadece dünyada değil ahirette de karşılık bulacak büyük bir suçtur. Dünya mahkemeleri belki yanılabilir, deliller yetersiz kalabilir, tanıklar susabilir. Fakat ilahi adalet, kul hakkını en ince noktasına kadar görür, kaydeder ve ertelenmiş gibi görünen hesapları mutlaka açar.

Hadisin vurgusu tek bir noktada toplanıyor. Bir insanın hayatına sebep olmak, bütün bir insanlığın yükünü taşıyacak kadar ağır bir sorumluluktur. Çünkü insan hayatı yalnızca bir bireyin değil, onun ailesinin, çocuklarının ve toplumun geleceğinin parçasıdır. Bir damla kan döküldüğünde aslında kaybedilen sadece bir kişi değil, bir hikâye, bir umut ve bir gelecek olur.

Bugün kan davası bazı bölgelerde azalmış gibi görünse de insanoğlu öfkesini taşımaya devam ettiği sürece yeni şekillerde karşımıza çıkıyor. Şiddetin sıradanlaştığı toplumlarda, sözün değeri azalırken yumruğun, silahın, öfkenin dili artıyor. Oysa Peygamberimizin bu uyarısı, insanlığın en temel vicdan çağrısıdır. Bir canın kıymeti öyle büyüktür ki ahiretin ilk davası bile buna ayrılır.

Bu hadisi günümüzün şartlarına taşıdığımızda önemli bir görevle karşı karşıya kalıyoruz. Gençlere öfkeyi değil sabrı, intikamı değil hakkaniyeti, nefreti değil merhameti öğretmek. Çünkü bir toplumun barışı, cezaların ağırlığıyla değil, vicdanların olgunluğuyla mümkündür. Haksız yere dökülen her kan, toplumun vicdanında açılmış derin bir yaradır. O yara kapanmadan huzur da eksik kalır. Kıyamet gününde görülecek ilk davanın kanla ilgili olması, bize şunu söylüyor. Önce insanı koru. Önce canı koru. Önce öfkeyi dizginle. Çünkü her şeyin hesabı var fakat en ağır hesap, insanın sebep olduğu acının hesabıdır. Bir insanın hayatına kastetmek, ilahi adalette ertelenmeyen, ötelenmeyen, unutulmayan bir davadır.

Bu dünyada belki insanlar unutur, zaman unutturur, mahkemeler kapanır. Ama hakikat değişmez. İnsan hayatı kutsaldır. Bir cana haksız yere uzanan el, kıyametin ilk mahkemesinde hesaba çekilecek olan eldir.

Toplum olarak bize düşen ise bu uyarıyı sadece okumak değil, hayatımızın merkezine yerleştirmektir. Çünkü huzur, kanla değil adaletle; intikamla değil barışla; öfkeyle değil merhametle yaşar.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
sinirli
Sinirli
UKRAYNA SAVAŞI NEREYE GİDİYOR?
+ -
Giriş Yap

Balıkesir Birlik Gazetesi - Son Dakika , Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!