Merhaba, ben Birlik Gazetesi stajyeri Atakan Bayram. Bugün ilk köşe yazım ile bu satırlarda karşınızdayım.
Ele aldığım konu, canım ve güzel ülkemin bitmek bilmeyen yangınları. Küresel ısınmayla birlikte artık dünyamız adeta cehennem sıcaklarını yaşıyor. Bitmeyen yangınlar, sönmeyen ateşler, yanan ülkeler, ölen insanlar, hayvanlar ve onca can… Söndürülemeyen ocaklar… Peki ne olacak? Yangınlarda neden yetersiz kalıyoruz? Neden anında müdahale edilmiyor? Koskoca Türkiye, bağıra bağıra gelen yangınlar için neden önceden önlem almıyor? Her şeye bütçesi olan devletin uçak ya da uçaklar almaya gücü yok mu?
Her sene aynı senaryoyu yaşıyoruz. Kavurucu sıcakların gelmesini bekliyor, yazları ülkemizin köşe bucak yanmasına seyirci kalıyoruz. Yazık değil mi bu ülkeye, bu insanlara, ağaçlara, hayvanlara? Bu halk, bu devlet kaç kez aynı sorunla karşı karşıya kalacak? Muhalefet partileri, vatandaşlar bas bas bağırırken, yetkililer neden bu olanlara sessiz kalıyor? Neden erken müdahale edilmiyor, neden önlem alınmıyor? Sadece ben değil tüm toplum bunu merak ediyor.
Türkiye her yaz sessiz bir yok oluşa doğru gidiyor. Doğa katlediliyor, ekolojik sistem bozuluyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de ormanları bile bile yakan, içimizde dolaşan vatan hainleri var. Bu güzel ülkemizin yanmasını, yok olmasını isteyen hainlerle iç içe yaşıyoruz. İnanılır gibi değil.
Devlet yetkililerinin acilen bu konuya bir çözüm bulması gerekiyor. Bir diğer sorun ise sıcaklarla birlikte buharlaşan su kaynaklarımız. Barajlarımızda maalesef sular tükenmek üzere. Bu konuda da acilen çözüm üretilmeli ve tasarruf sağlanmalı. Gerek halk gerek yönetim gerekse DSİ bu konuyla ilgili önlemler almak zorunda. Bazı il ve ilçelerde 10-15 günlük su kaldığı iddia ediliyor. Eğer bu doğruysa durum gerçekten vahim. Türk halkı ve Türkiye, sessiz bir yok oluşa doğru gidiyor.
Acilen ama acilen önlemler alınmalı.