SİYAH(S)-ET…

 

Siyaset…

Biraz harf oyunuyla “Siyahet” aslında bizde… Siyah et…

Parlak, diri et durur kasap vitrininde; sonra açıkta bırakırsanız çürür, kokar, rengi değişir, siyaha döner ya zamanla.

Dar gelirli zaten “et” nedir, tadını da varlığını da unuttu çoktan…

Siyaset de bizde siyaha döndü.

Giderek kararıyor.

Daha ne olacak ki dediğimiz her şey olabiliyor.

Daha ne kadar çirkinleşecek ki dediğimiz her şey çirkinliğe gömülüyor.

“Siyasette asla olmaz”

“Siyasette dün dündür, bugün bugün”

“Siyasette her şey mümkün”

Gibi söylemler de yeni icat siyah(s)etin abuklukları.

Fiilen gerçek işte.

İlkesizliğin adına kılıf.

Dönekliğin adına mazeret.

Yanar dönerliğin adına günün şartları.

De.

Geç git.

Bu kadar kolay.

Pişmişlik ve ilkesizliktir aslında olan biten.

İlkelerinizden vazgeçerseniz, öngörüsüz olup yarınlara ilkeleriniz yerine çıkarlarınızı koyarsanız…

Ne ala…

Siyasette olmaz olmaz de geç git.

Peki gerçekten öyle mi?

Türkiye’de siyasi aktörlerin birbirlerine ne kadar akıl almaz söylemlerde bulunup daha sonra birbirleriyle nasıl sarmaş dolaş olduklarını görüyorsunuz da ne oluyor?

Milleti takan kim?..

Millet kuzu.

Haliyle fıldır fıldır istifalar…

180 derece farklı partilere transferler…

Peki seçmenin gözünde n’oluyor bu ilkesizlik?..

Arşiv unutmaz deniyor ya, gerçekten öyle.

Kuşkusuz siyaset oynak zemin.

Eleştirilerde haksız olabilirsiniz haklı olabilirsiniz, belirli konularda belirli zamanlarda ortak paydada buluşabilirsiniz…

Ki bu; aslında olması gerekenlerdendir.

Ama bizdeki siyaset öylesine çirkin oynanıyor, öylesine kafa kol bacak yararcasına gidiyor ki…

Kılıftır aslında “siyasette olmaz olmaz” demek.

Vatandaşa “yersen” metodu.

Partim beni dışladı da, elim kolum bağlandı da, yalnız kaldım da…

İstifa et, bağımsız ol o zaman… 180 derece çark neyin nesi?

İlkesizliğin daniskası bu.

Siyaset değil bizdeki.

Siyahet… Her şey çirkin… İlkesizlik oldu vitrin!

Exit mobile version