KOKUSU YOK, HIZI ÇOK!

Eskiden kağıtlar vardı.

Hatırlar mısınız bilmem, vergi için fiş doldururduk.

Hastaneden fiş verirler.

Şehir içi otobüslerde bile fiş kesen ve bu iş için otobüs içinde oturan kızlar vardı.

Kağıt, kağıt, kağıt..

Her yerde kağıt israfı söz konusuydu.

Mürekkep kokusu, kâğıdın hışırtısı…

Teknoloji ile bu israf azaldı.

Artık her şey bir tık ötede.

Herkesin elinde tablet, telefon. Kağıdın yerini teknoloji ve ona bağlı hız aldı.

Harfler, ifadeler, duygular dijitale teslim oldu.

Artık okullarda not tutan öğrenci kalmadı. Dersler dijital ödevler tablette.

Ajanda, takvim kullanan kalmadı e-kitap, PDF dosyası derken her şey dijitalleşti.

Bin tıkla binlerce sayfa cebimize sığar oldu.

Teknoloji ve hız güzel bir şey, rahatlık ve konfor alanınızı genişletiyor.

Fakat hız her zaman iyi anlama gelmiyor.

Bazen fazla hız insana hata yaptırıyor.

Her şeyi bildiğini zanneden yapay zeka geçmişi senin kadar bilmediği gibi geleceği senin gibi tahmin edemiyor. Buda hata ve yanlışı beraberinde getiriyor.

Geldiğimiz nokta itibariyle bir haberi okumadan “beğen”, bir kitabı bitirmeden “özetle”, bir toplantıya katılmadan “yazıya dök” çağındayız.

Dijitalleşme hız kazandırdı ama anlam bence yolda kaldı.

Tabi kağıdı terk etmeyenlerde var. Yanında, masasında not kağıdı bırakan tipler.

Biraz geçmişi hatırlatsalar da benim gözümde sağlamcılar.

Yazdığınız zaman var oluyorsunuz. Çünkü parmaklar klavyede koşsa da kalem tutmayı unutmak istemezler.

Mevsimler geçiş sebebiyle biraz hasta gibiyim yazımı uzatmak istemiyorum. Özünde her şeyi anlattığımı düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla…

Exit mobile version