Yıl 2025. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor, yapay zekâ iş gücünü dönüştürüyor, şirketler çeşitliliği ve kapsayıcılığı dilinden düşürmüyor. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, kadınlar iş hayatında hâlâ görünmeyen engellerle mücadele ediyor. Üstelik bu engeller çoğu zaman ne resmi belgelerde yer buluyor, ne de toplantı odalarında açıkça konuşuluyor. O yüzden onlara “görünmez” deniyor.
Görünmez engeller, kadınların işe alınmasından terfi süreçlerine, ücret eşitsizliğinden liderlik pozisyonlarına kadar birçok alanda karşılarına çıkan sistematik, kültürel ve algısal bariyerleri ifade ediyor. Bu engeller açıkça yasaklayıcı değil ama yolun üzerindeki taşlar gibi adım attıkça hissettiriyor kendini. Örneğin bir kadın, yetkin olduğu halde “liderlik potansiyeli” düşük görülerek terfi ettirilmeyebiliyor. Aynı pozisyondaki erkek çalışanla arasında yıllardır süren bir maaş farkı olabiliyor. Toplantılarda fikirleri görmezden gelinirken, aynı öneriyi bir erkek dile getirdiğinde alkış alabiliyor.
Cam tavan terimi bu bağlamda sıkça kullanılır. Yani kadınlar, üst kademelere ulaşmak istediklerinde görünmeyen bir tavana çarparlar; yukarıyı görürler ama geçemezler. Çünkü sistem, onlara belli bir noktaya kadar izin verir, sonrasını “erkek işi” olarak kodlar. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, dünya genelinde yaygın bir problem.
Peki, çözüm nedir? Öncelikle bu görünmezliğin farkına varmak gerekir. Bir sorunu görünür kılmadan çözemezsiniz. Şirketlerin, yöneticilerin, ama en önemlisi bireylerin bu farkındalığı taşıması gerekiyor. Kadınların sesine kulak verilmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması, liyakatin cinsiyetle değil yetkinlikle ölçülmesi şart.
Kadınlar iş dünyasında sadece yer almak için değil, şekillendirmek için de oradalar. Onların potansiyellerini zincirleyen bu görünmez engeller kalktığında, sadece kadınlar değil, tüm toplum kazanacak.
Unutmayalım: Eşitliğin olmadığı yerde verimlilik, ilerleme ve gerçek başarı da olmaz.