Çevremizdeki herkesin amma biraz fazla amma biraz az güzellik takıntısı vardı.
Sabah uyanır uyanmaz yaptığımız ilk şeylerden birisi aynanın karşısına geçerek yüzümüzü kusursuz hale getirmek.
Yine herkesin vücudunda beğenmediği bir yeri vardır. Burun olur, göz olur, kulak olur, gıdı olur olurda olur.
Küçücük bir sivilce bile ayrıntı olmasına rağmen bütün gününüzü mahvedebilir hatta benlik algınızı değiştirebilir.
Günümüz dünyasında güzel olma çabası dozunu biraz fazla kaçırmış olabilir.
Telefondaki filtreleme uygulamaları, estetik endüstrisinin bize dayattığı o pürüzsüz, simetrik ve tek tip ‘ideal beden’ imajı, adeta bir dijital kâbus. Herkes birbiriyle yarışıyor. İşin ilginci herkeste gitgide bir birine benzemeye başladı. Doğal güzellik algısı kayboldu.
Güzellik takıntısı fazla ise bu bence artık bir hastalık boyuna ulaşmış demektir.
Bu takıntının özellikle hayatınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin.
Güzel görüneceğim derken bir yerlere geç kalmayın. Güzel görüneceğim diye bütçenizin üzerinde harcama yapmayın. Sadece birileri güzelsin desin diye kendinizi ameliyat masasına yatırıp kestirip, biçtirmeyin. Güzellik geçicidir. Filtreler sayesinde artık herkes aynı derecede güzel.
Ayrıca bir buluşmaya gitmeden önce kıyafet değiştirme krizleri, toplu fotoğraf çekimlerinden kaçınmalar, denize girmemek için bahaneler… Çünkü zihnimizdeki o “kusurlu” bölge, eğlenmemizin, spontane olmamızın önüne geçiyor. Başkalarının bizi o ‘kusur’ üzerinden yargılayacağı korkusu, bizi kendi içimize hapsediyor.
Oysa size bilinen amma pek söylenmeyen bir sır vermeyin. Bir insanı değerli kılan; zekâsı, merhameti, mizahı, tutkuları hatta sabrıdır.
Hiçbir zaman burnumuzun şekli, poponuzun ölçüsü ya da saçımızın teli, kim olduğumuzdan daha önemli değildir.
Unutmayan ki, bedenimiz sadece bir görsel. Koşmamızı, dans etmemizi, sevdiklerimize sarılmamızı, nefes alıp vermemizi sağlayan sizin iç duygularınızdır.
Mükemmeliyet arayışında sürekli eleştirmek yerine, vücudunuzun iyi yönlerini görmek kendi özgüveninizi ve bedeninize olan bakış açısını olumlu yönde değiştirecektir, minnettar olmayı denemeliyiz.
Belki de yapmamız gereken şey, aynaya bakış açımızı değiştirmektir. Kusur avcılığı yapmak yerine, aynadaki kişinin biricikliğini fark etmektir.
Saygılarımla.