Bugün yine ilginç amma bir o kadar anlamlı bir sözle karşınızdayım.

Hayatta bazen şekle takılıp özden uzaklaşmak gibi bir gafletimiz var. İşte bu yüzden atalarımız yıllar önce şöyle demiş: “Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.”

Bu söz aslında sadece hacca gitmekle ilgili değil, hayatın tamamını anlatıyor. Bir şeyi yapmakla, o işin ruhunu kavramak arasında büyük bir fark var. Mesela herkes eline bir kitap alıp sayfalarını çevirebilir ama her kitap okuyan bilgeliğe ulaşır mı? Ya da takım elbise giyen herkes adam mı olur? İşte mesele tam da burada başlıyor.

Bugün toplumda sık sık görüyoruz; birilerine bakıyorsunuz, sadece ortamda bulunmakla veya belli bir etiketi taşımakla bir konum kazanacağını zannediyor. Hacca gidip gelmiş ama hâlâ kalp kırıyor, dedikodu yapıyor, hak yemekten çekinmiyor. O zaman soralım: Hacca gitmek mi önemli, yoksa hacı olabilmek mi?

Atasözümüz deve üzerinden güzel bir ironi yapıyor. Deve, Kâbe’ye gider ama o hâlâ bir deve olarak kalır. Ne bir adabı öğrenir ne bir terbiyeye girer. Sadece yol almıştır, hepsi bu.

Bugün kendimize bu soruyu sormamız gerek: Yaptığımız işlerin sadece şeklinde miyiz, yoksa özünü de kavrayabiliyor muyuz? Birilerine “Ben şunu yaptım, bunu gördüm” demekle yetiniyor muyuz, yoksa gerçekten içsel bir dönüşüm peşinde miyiz?

Eğer amacımız sadece göz boyamaksa, deve Kâbe’ye gitmeye devam eder. Ama eğer mesele gerçekten olgunlaşmaksa, önce kalbimizdeki yolculuğu tamamlamamız gerekir.

Benzer ata sözleri kulağınıza küpe olması dileğiyle.

Kalın sağlıcakla.