DEPREM!

Balıkesir’de 10 Ağustos günü Sındırgı’da meydana gelen 6.1 şiddetindeki deprem sonrası artçı depremler geçmek bilmedi. Neredeyse her gün deprem oluyor.

Pazar gecesi Sındırgı merkezli 4,8 , 4,2 ve 4,3 büyüklüğünde üç deprem meydana geldi. Balıkesir merkez bir yana depremi İstanbul hissetti. Aynı gece boyu en büyüğü 4,2’lik olmak üzere irili ufaklı 221 ayrı depremle sallandık.

Ülkemizin ve Balıkesir’in kaderidir deprem.

Balıkesir birinci derece deprem bölgesi.

İnsan oğlu ister istemez depremden korkuyoruz.

Korkuyoruz çünkü geçmişimiz, depremle sarsılmış şehirlerin, enkaza dönmüş hayallerin, yarım kalmış hayatların hikâyeleriyle dolu. Buda bizi korkutuyor.

Oysa dünyanın farklı yerlerinde 7,8 hatta 9 şiddetinde depremler oluyor birkaç kişi yaralanıyor. Bu şiddette bir depremin ülkemizdeki sonuçlarını aklama daha getirmek istemiyorum.

Çünkü depremle yaşamayı ve bu afet karşısında önlemler almayı bir türlü öğrenemedik.

Şunu açıkça söylemekte fayda var. Depremle yaşamayı öğrenmek demek, çantaya birkaç konserve atıp, yedek kıyafet koyup köşeye koymak değildir sadece. Bizde aynı hataya düşüyoruz.

Sağlam binalar yapmalıyız. Yaşadığımız evi sorgulamalıyız. Yüksek yapılar yapmaktan vazgeçmeliyiz. Şehirleri planlarken ranta değil güvenliğe önem vermeliyiz.

Yaşadığımız deprem gerçeği bir yana bilim insanları yıllardır aynı şeyi söylüyor: Depremi engelleyemeyiz ama zararını azaltabiliriz. Bunun formülü de belli: bilim + planlama + sorumluluk.

Eğer bu üç kelimeyi hayatımıza yerleştiremezsek, her depremden sonra yine aynı acı manzaralarla karşılaşacağız.

Bugün sağlam evler, güvenli şehirler kurmazsak yarın yine “kader” diye ağlarız. Oysa kaderimizi değiştirmek elimizde.

Şimdi kendimize şu soruyu soralım: Deprem kapıyı çaldığında biz hazır mıyız?

Saygılarımla.

Exit mobile version