Bugünkü konumuz ev kadınlarının bitmeyen temizlik işleri.
Evde ne temizlik ne bulaşık ne çamaşır pek kolay kolay bitmez.
Ev kadınlarının işi yok gibi görünür yaptıklarının kıymeti pek bilinmez. Hatta kimileri kadınların akşama kadar evde yattığını felan düşünür. Amma ev kadınlarının işi göründüğü gibi değildir.
Eşinin, çocukların karnını doyurmak için yemek yaparsın her öğün aynı şeyi yemezler.
Kirlenen çamaşırları yıkarsın her gün aynı kıyafeti giymezler.
Bulaşık desen zaten her öğün vardır bitmek bilmez.
Üstüne bir de temizlik işleri. Süpürgesi ayrı toz alması ayrı viladası ayrı ütüsü ayrı perde işlerine hiç girmiyorum bile.
Tatil yoktur, mesai ödenmez.
Ayrıca ev işleri biraz tuhaftır. Yapıldıkça görünmezleşir.
Yani sofraya oturur yediğin yemeğin nasıl piştiği, hazırlandığını aklına bile gelmez.
Şıkır şıkır giyinir kuşanır evden çıkarsın bunları kim yıkadı ne zaman ütülendi diye düşünmesin.
Ev işlerinin fıtratı budur bittikçe yeniden başlar. Dün silinen cam bugün yine kirlenir, dün toplanan oyuncaklar bu sabah yeniden etrafa saçılır. Hayat döngüsü hep aynıdır.
Sayarken 3-5 satıra işler bitti. Birde yapmayı deneyin bakalım gün yetmiyor.
Kendine zaman ayırmak bir yana illaki bazı işler yetişmiyor bile.
Ne demişler dertlinin derdini ancak çeken bilirmiş.
Yani hiç sofra kurmayan, bulaşık yıkamayan eline süpürge almayan ev kadınlarının derdini anlamaz.
Ev kadınları zor şartlarda ağır işlerde çalışıyor demiyorum. Sadece rutin hayatımızda bitmek bilmeyen bir iş döngüsü içindeler diyorum.
Birçok meslekte çalışır emekli olursunuz amma ben bugüne kadar ev kadınlığından emekli olanı görmedin.
Ev kadınlarının işi aslında görünmeyen saat gibi. Saat döndükçe zaman akıp gider amma kimse onu fark etmez; ta ki durana kadar. Ev kadınları yorulup işlerini bıraktığında herkes anlar ki evde düzen kendiliğinden değil, o eller sayesinde var oluyormuş.
Ev kadınının google da ilginç bir tanımı var. Şöyle ki “Ev ve aile ilişkileriyle ilgilenen, evin yönetimi ve düzenlenmesiyle ilgilenen ve genellikle çok az ücret alan kadındır. Ev kadını ev dışında herhangi bir işte çalışabildiği gibi, yalnızca ev işiyle de ilgilenebilmektedir. Ancak dışarıda çalışan kadınlar, dışarıda çalıştıkları işleri ana meslekleri olarak söylerler. Kadınların iş gücüne katılımı ile ev kadınlığı arasında ters bir ilişki söz konusudur. Bu nedenle kadınların iş hayatına katılımının yüksek olmadığı ülkelerde, ev kadınlarının sayısı fazladır.”
İnternete pek güven olmadığı buradan da belli.
Bu yaşıma kadar ev işleriyle ilgilenip ücret alan, tatile çıkan, primi alan ev kadını görmedim. Varsa da duymadım.
Bir de psikolojik yükü vardır işin: Ev kadını çoğu zaman hem anne, hem eş, hem öğretmen, hem aşçı, hem hemşire, hem muhasebecidir. Yani tek kişilik bir ordu. Ama iş “çalışıyor musun?” sorusuna geldiğinde, cevabı “hayır”dır.
Oysa ev kadınlarının emeğini küçümsemek yerine, onların görünmeyen mesaisini toplumsal olarak daha çok takdir etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü bir evin direği sadece duvarları değil, o evin içinde sessizce koşturan ellerdir.
