Bir şehrin geleceğini konuşurken önce haritaya bakmak gerekir. Haritaya bakınca Balıkesir’in nasıl bir avantajla doğduğunu görüyoruz. İstanbul-Bursa-İzmir üçgeninin tam ortasında, hem Marmara’ya hem Ege’ye açılan eşsiz bir konum. Bir tarafında Bandırma Limanı, diğer tarafında Ayvalık koyları… Bu coğrafya, Balıkesir’e sıradan bir Anadolu şehrinden çok daha fazlasını vaat ediyor.
Sanayide Yükselişin Eşiğinde
Bugün Balıkesir’de yalnızca bir değil, birçok organize sanayi bölgesi (Balıkesir, Bandırma, Gönen, Susurluk, Edremit) faaliyet gösteriyor. Balıkesir OSB’de makine, gıda, ambalaj sektörlerinde güçlü firmalar üretim yapıyor. Bandırma OSB’nin denize açılan kapısı, yatırımcı için altın değerinde. Gönen, deri ve kimya sanayisiyle öne çıkıyor. Susurluk, hem kara yolu üzerindeki stratejik konumu hem de süt ve yem sanayisiyle büyüyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu OSB’ler yalnızca bölgeye değil, Marmara’nın tamamına üretim üssü olabilir.
Bandırma Limanı’nın kapasitesi artırılırsa ve demiryolu bağlantısı güçlenirse, Balıkesir sanayisi ihracat odaklı büyümenin merkezi haline gelebilir. O zaman yalnızca Bursa’nın gölgesinde değil, bizzat Bursa’ya ve İzmir’e rakip bir sanayi merkezi görürüz.
Tarım ve Hayvancılık
Balıkesir’in Altın Değeri
Susurluk’un sütü, Gönen’in pirinci, Manyas’ın kuş cennetiyle anılan gölünden çıkan balıkları, Edremit Körfezi’nin zeytinyağı… Balıkesir aslında Türkiye’nin sofralarına sessizce yön veren bir şehir. Et-süt-tavuk üretiminde ilk sıralarda; kırmızı et, beyaz et ve süt ürünleri burada adeta üçlü bir sacayağı oluşturuyor.
Ama gelecekte bu sektörün kaderini teknoloji belirleyecek. Çiftçinin elinde soğuk zincir tesisleri, modern yem üretim sistemleri, dijital tarım uygulamaları olursa Balıkesir yalnızca iç pazarın değil, ihracatın da baş aktörü olur. Bugün Susurluk ayranı bir marka; yarın belki “Balıkesir süt ürünleri” Avrupa süpermarketlerinde raflara çıkacak.
Turizm Denizin ve
Tarihin Buluştuğu Yer
Balıkesir deyince turizmde akla ilk gelen kuşkusuz Ayvalık ve Cunda’dır. Taş evleri, dar sokakları, eşsiz koyları ile şimdiden uluslararası bilinirliğe kavuşmuş durumda. Edremit Körfezi, Kazdağları’nın eteklerinde oksijen deposu bir doğa harikası. Erdek ve Avşa Adası, İstanbul’a yakınlığıyla yaz aylarında kalabalıklaşıyor.
Ama turizmin geleceği yalnızca deniz-kum-güneş değil. Gönen’in termal kaynakları, Manyas Kuş Cenneti’nin ekoturizm potansiyeli, Daskyleion ve Antandros gibi antik kentler kültür turizminin kapısını aralıyor. Eğer bu zenginlikler doğru tanıtılır ve altyapı desteklenirse Balıkesir, yalnızca yaz aylarında değil, yılın 12 ayı turistle buluşabilir.
Göç ve Nüfus
Gençleri Tutabilecek miyiz?
Balıkesir’in en kritik sorusu şu: Gençler burada kalacak mı, yoksa İstanbul ve İzmir’e mi gidecek? Eğer sanayi yatırımları büyür, turizm çeşitlenir, tarım modernleşirse Balıkesir göç alan bir şehir olur. Üniversite-sanayi iş birliği güçlenirse nitelikli işgücü de burada kalır. Ama bu yatırımlar yapılmazsa, gençlerin bavulu hazır; büyük şehirlere doğru yol alırlar.
Potansiyeli Harekete Geçirmek
Önümüzdeki on yıl içinde Balıkesir’in geleceği bir tercih meselesi olacak. Lojistik yatırımlar yapılırsa, OSB’ler büyürse, tarımda teknolojiye yatırım yapılırsa, turizm çeşitlenirse bu şehir 2035’e geldiğimizde Marmara ile Ege arasında bir cazibe merkezi haline gelir. Aksi takdirde, “yerinde sayan bir şehir” olma riski var.
Balıkesir’in avantajı çok, ama bu avantajı avantaja çevirmek için kararlı adımlar şart. Çünkü 10 yıl sonra bu şehri konuştuğumuzda, “iyi ki erken davranmışız” demek ile “fırsatı kaçırdık” demek arasında yalnızca bugünkü kararlarımız fark yaratacak.