Düğünlerin ve törenlerin vazgeçilmezi olan keşkek, sadece bir yemek değil, Balıkesir’in birlik ve dayanışma ruhunun sofralara yansıması olarak öne çıkıyor. UNESCO’nun tescilini de alan bu eşsiz lezzet, hala köy düğünlerinde imece usulüyle pişirilerek geçmişten bugüne köprü kuruyor.
Balıkesir’in geleneksel mutfağının baş tacı keşkek, nesillerdir süregelen bir kültürel miras olarak yaşamaya devam ediyor. Düğünlerden cenazelere, mevlitlerden köy şenliklerine kadar her özel günde kazan kazan kaynayan bu lezzet, bölgenin en önemli dayanışma sembollerinden biri olarak biliniyor. Özellikle Balıkesir kırsalında imece usulüyle yapılan keşkek, bir araya gelmenin, paylaşmanın ve birlikte üretmenin en lezzetli hali olarak tarif ediliyor.
UNESCO Onaylı Bir Lezzet Ritüeli
2011 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras olarak kabul edilen keşkek, Türkiye genelinde farklı yörelerde yapılsa da Balıkesir’deki yeri ve yapılış şekliyle fark yaratıyor. Gerçek keşkeğin ruhu, düğünlerde sabaha karşı kazan başında tahta tokmaklarla dövülerek ortaya çıkıyor. Bu ritüel, yemeğin hem kıvamını hem de ruhunu belirliyor. Aşurelik buğday, nohut, dana veya kuzu etinin saatlerce pişirilmesiyle hazırlanan keşkek, üzerine gezdirilen tereyağlı biber salçası ile damaklarda eşsiz bir iz bırakıyor. Usta ellerde sabırla hazırlanan bu yemek, modernleşen yaşam tarzına rağmen Balıkesir’in düğünlerinde hala başrolde yer alıyor. Genç çiftler, bu geleneksel lezzeti misafirlerine sunmaktan büyük bir gurur duyarak, geçmişle kurdukları güçlü bağı sofralarına taşıyor.