Havran ilçesi, kendi nohutunu yetiştirmese de, leblebisiyle adından söz ettiriyor. Geleneksel yöntemlerle, odun ateşinde ve bakır kazanlarda 40 günde hazırlanan bu eşsiz lezzet, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.
Çanakkale kahramanı Koca Seyit’in memleketi olan Havran’ın leblebisi, kendine has özellikleriyle diğerlerinden ayrılıyor. Ege yöresinin ekolojik nohutlarından üretilen ve “kınalama” adı verilen özel bir kızartma işlemine tabi tutulan leblebi, böylece eşsiz lezzetine kavuşuyor.
Osmanlı’dan Günümüze Gelen Lezzet Mirası
Osmanlı döneminde Mümin usta tarafından üretimine başlanan Havran leblebisi, bugün ilçenin en önemli sembollerinden biri haline gelmiş durumda. Nesillerdir devam eden bu gelenekle, leblebiler bakır kazanda ve odun ateşinde tam üç defa tavlanarak 40 günde nohuttan leblebiye dönüşüyor.
Sadece Klasik Değil, Her Damak Tadına Uygun
Havran leblebisi denince akla sadece klasik tuzlu leblebi gelmiyor. Nar ekşisi, portakal, kara dut, gofret, şeker, susam ve acı biber gibi birbirinden farklı aromalarla kaplanan leblebiler, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Özellikle Edremit Körfezi’ne yakınlığı sayesinde tatilcilerin uğrak noktası haline gelen işletmeler, bu lezzetleri Türkiye’nin her yerine ulaştırıyor.






