BALIKESİR (AA) – ÖMER FARUK YALÇIN/MURAT SEYMAN – Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremlerin ardından artçı sarsıntılar sürerken bölgede halı tamirciliği yapan 57 yaşındaki Yusuf Öztürk, iş yerini taşıdığı karavanda hizmet veriyor.
İran'ın Gundughdi köyünde doğan Öztürk, çocukluk yıllarından itibaren yıpranan halıların tamiratında çalışmaya başladı.
Ülkesindeki ekonomik koşullar nedeniyle yaklaşık 10 yıl önce Türkiye’ye göç eden Öztürk, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde mesleğini sürdürdü.
Ardından Mersin ve Muğla'da çalışan Yusuf Öztürk, 2018’de ise coğrafi işaretli Yağcıbedir el halısıyla tanınan Balıkesir’in Sındırgı ilçesine yerleşti.
İlçede açtığı iş yerinde Türkiye'nin birçok bölgesinden kendisine gönderilen yıpranmış halı ve kilimlerin tamiratını yapan Öztürk, Sındırgı'da 10 Ağustos ve 27 Ekim'de meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremlerin ardından telaş yaşadı.
Bunun üzerine satın aldığı bir karavana iş yerini taşıyan Öztürk, yaşamını da sürdürmeye başladığı araçta halı ve kilim tamiratı yapıyor.
Öztürk, AA muhabirine, çok sevdiği coğrafi işaretli Yağcıbedir el halısı üzerine bir araştırma yaptığını ve Sındırgı'da dokunduğunu öğrenince İran'dan gelerek ilçeye yerleştiğini söyledi.
Sındırgı ilçesini ve insanlarını sevdiğini anlatan Öztürk, "Şimdi Türkiye'nin dört bir yanından halı ve kilim tamiri için bize geliyorlar. Sındırgı'yı halı tamiratı ve satış merkezi haline getirdik." dedi.
– "Evlerde ve dükkanlarda duramaz olduk"
Öztürk, 10 Ağustos ve 27 Ekim'de meydana gelen depremlerden sonra işlerini yürütmekte zorlandığını belirterek, artçı sarsıntıların ise psikolojik olarak kendilerini yıprattığını kaydetti.
İlçede sürekli sarsıntıların yaşandığını ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Psikolojimiz ve işlerimiz bozuldu. Evlerde ve dükkanlarda duramaz olduk. Çareyi seyyar bir sistemde bulduk. Depremlerin ardından yaşamamız, çalışmamız lazımdı. Düşündük, karavan aklımıza geldi. Şimdi hem yaşıyorum hem çalışıyorum. Karavan küçük ama güvenli. En azından sağlam bir yerde yatıyoruz. Binalar yoruldu, kimse emin olamıyor. Karavanda rahat kafayla çalışıyoruz."
Öztürk, karavanını hem yaşam alanı hem de atölye olarak düzenlediğini ve her sabah kapısını müşterilerine açtığını dile getirdi.
Karavanda halı tamiratı yaparken aynı zamanda dinlendiğini ve günlerini orada geçirdiğini belirten Öztürk, "Dar bir alan ama huzurluyum. Doğaya da çekebiliyorum, şehir içine de. En önemlisi güven hissi. Binalarda güvenli hissetmiyorum." ifadelerini kullandı.
– Karavanı sahiplendiği kediye de yuva oldu
Depremde annesini kaybetmiş bir kediyi sahiplendiğini söyleyen Öztürk, "Bir kediyi buldum, ölmek üzereydi. Veterinere götürdüm. Tedavisini yaptırdım. Şimdi benimle yaşıyor. Onlar da bizim kadar mağdur." dedi.






