1. Haberler
  2. Bölge Haberleri
  3. İşi ehline bırakın!    

İşi ehline bırakın!    

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Balıkesir Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, basit usulden gerçek usule geçiş sürecinde muhasebe işlemlerinin yapılabilmesi için odalara yetki verilmesine tepki gösterdi. Oda Başkanı Eren Çekiç, oy kaygısı güdebilecek bu odaların muhasebe ve mali müşavirlik yetkisini almasının doğru olmadığına dikkat çekerek iktidara işin ehline bırakılması yönünde çağrıda bulundu.

 

 

Balıkesir Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, tarafından 13 Aralık 2025 günü yayımlanan 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile ilgili bugün, Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi.

Yapılan basın açıklamasında konuşan Oda Başkanı Eren Çekiç, yürürlüğe girecek uygulamadaki yanlışlıkları anlatarak hükümete seslendi.

“Ülke ekonomisinin teminatıyız”

Meslek mensuplarının konumuna ve verdikleri mücadeleye dikkat çeken Çekiç, mali müşavirlerin ekonomik sistemdeki rolünü şu sözlerle ifade etti: “Bizler, 3568 sayılı yasa ile kurulmuş Balıkesir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nda üye olarak faaliyetlerini yürüten meslek mensuplarıyız. Sınırları ve yetkileri 3568 sayılı yasa ile belirlenen, alanlarında uzman, sürekli olarak mesleki gelişimlerine devam eden, enflasyon, covid, kriz, savaş demeden fedakarca çalışarak değer yaratan, ticari hayatın hafızası, ülke ekonomisinin teminatı mali müşavirleriz.

Son dönemde mesleki alanda yaşanan gelişmeler, çıkan tebliğler bizler için mesleki faaliyette bulunmayı fazlasıyla zorlaştırmıştır. Gençlerin girmek için adeta yarıştığı, severek ve inanarak yapmakta olduğumuz mesleğimize idarenin bakışı, bizleri ziyadesiyle üzmektedir.”

“586 sayılı tebliğ için bir aradayız”

Açıklamanın hangi gerekçeyle yapıldığını hatırlatan Çekiç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bugün burada 13 Aralık 2025 tarihinde yayımlanan 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği hakkında görüşlerimizi bildirmek için bir aradayız.”

Gerçek usule geçişi destekledi

Basit usulden gerçek usule geçişin meslek camiası tarafından uzun süredir savunulduğunu belirten Çekiç, bu sürecin önemini şu sözlerle anlattı: “Vergi sistemimizin temel amaçların birisi; adil, şeffaf, izlenebilir, sürdürülebilir mali yapının tesis edilmesidir. Bu yapının güçlenmesi için basit usule tabi mükelleflerin gerçek usule geçirilmesinin gerekli olduğu meslek camiamız tarafından öteden beri ifade edilmiş ve bu yola yapılan çalışmalar birliğimizce desteklenmiştir. Gerçek usule geçiş, belge düzeni, defter tutma ve beyan sisteminin güçlenmesini sağlamakta; mali verilen sağlıklı ve doğru üretilmesi, kamu gelirlerinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.”

Cumhurbaşkanı kararını hatırlattı

Bu sürecin yasal dayanağına dikkat çeken Çekiç, alınan kararı şu ifadelerle hatırlattı: “Bu gereklilik ve önem nedeniyle 8 Ağustos 2025 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ve nüfusu 30 bini geçen ilçelerde anılan kararnamede belirtilen faaliyetleri yürüten mükelleflerin 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren basit usulden çıkarak gerçek usulde vergilendirilmeleri kararlaştırılmıştır.”

 

“Olumlu adımların gerisine gidildi”

Yayımlanan tebliğle sürecin tersine çevrildiğini savunan Çekiç, eleştirilerini şu sözlerle dile getirdi: “Ne yazık ki, 13 Aralık 2025 tarihinde yayımlanan 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile anılan kararname kapsamında 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecek olan mükelleflerin, işletme hesabı esasına göre vergilendirildikleri süre zarfında defterlerinin bağlı oldukları meslek odalı birlikler tarafından tutulmasına ve beyannamelerin bu odalar tarafından da gönderilebilmesine izin verilerek atılan olumlu adımların daha da gerisine gidilmesine sebebiyet verilmiştir.”

“Hukuka aykırı ve belirsiz”

Söz konusu yetkilendirmenin ciddi belirsizlikler içerdiğini vurgulayan Çekiç, şu ifadeleri kullandı: “Hiçbir hukuki ve teknik gerekçe ile açıklanmayacak ve kendi içerisinde onlarca belirsizlik içeren hukuka aykırı bu yetkilendirmenin nasıl bir amaca hizmet ettiğini anlamak maalesef mümkün değildir.”

“Kayıt dışılığı körükler”

Uygulamanın kayıt dışılıkla mücadeleye zarar vereceğini belirten Çekiç, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde, mevcut krizden çıkış için kayıt dışılıkla mücadele ve bütçe disiplini ihtiyacı ortadayken ve bu kapsamda birçok mükellef ağır vergisel ödevlere katlanmak zorunda kalırken, kayıt dışılığı körükleyecek ve vergi sistemimizde gedikler açacak bu nevi uygulamaların kamuoyunda yeterince tartışılmadan ve istişare edilmeden yürürlüğe sokulması, bu mücadeleleri ve çabaları anlamsızlaştırmaktadır.”

“Muhasebe mali müşavirlerin işidir”

Muhasebe faaliyetinin bütüncül bir uzmanlık gerektirdiğini ifade eden Çekiç, şu değerlendirmede bulundu: “Muhasebe, finansal raporlama ve beyanname birbirinden ayrılmayacak bütünlüktedir. Muhasebe yapmak, mali tabloları hazırlamak, gerçek ve doğru mali verileri sağlamak, denetlemek, raporlamak ve beyanname vermek, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de mali müşavirlerin işidir. Mali müşavirlik bütün konularda güven veren, sorumluluk alan ve hesap veren meslektir. Hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygısıyla hareket edebilecek olan esnaf odalarına veya birliklerine muhasebe ve vergi konusunda yetki verilmesi, aslında kapsama yeni alınan bu mükelleflerin mali idare karşısında başıboş ve denetimsiz bırakılması dışında hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu meslek odalarında mali müşavir çalıştırma şartı getirilmesi, olayın hukuksuzluğunu ve ciddiyetsizliğini örtmeye yetmemektedir.”

“Vergide eşitlik ilkesine aykırı”

Düzenlemenin vergi adaletini zedelediğini savunan Çekiç, sonuçlarına dikkat çekti: “Bu mükellef grubuna ayrıcalık tanınması vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Bu durum, kayıt dışılığın artmasına, vergiye gönüllü uyumun ve vergi gelirlerinin azalmasına, ayrı bir disiplin olan muhasebe ve denetim mesleğinin tahrif edilmesine neden olmaktadır. Bu ise; eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesi, emekliye zam yapılması, işçinin asgari ücretine devlet desteği verilmesi gibi konularda bütçede yeterli kaynak bulunamamasının nedenleri arasına girecektir. 2026 bütçesinin mecliste tartışıldığı günlerde bu tebliğ tam bir garabet olmuştur. Bu sebeple anılan düzenlemede hiçbir şekilde kamu yararı yoktur ve ülkesini seven her yurttaşın buna karşı durması gerekmektedir.”

Karar vericilere sorular yöneltti

Sözlerinin devamında Çekiç, uygulamanın hayata geçirilmesindeki karar vericilere bir dizi sorular yöneltti: “Üyelerine şirin gözükmek için Türk Vergi Sisteminin yerle bir edilmesini talep edenlerin ve karar vericileri yeteri kadar bilgilendirmeyip bu çarpıklığa izin verenlerin şu sorulara cevap vermesi gerekmektedir:

  • Esnaf odalarının yöneticileri, yanlış tutulan muhsabe kayıtlarından ve gerçeğe aykırı beyannamelerden tıpkı meslek mensuplarımız gibi tüm mal varlıkları ile sorumlu olacak mıdır?
  • Mükelleflerin sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinde bu odaların yöneticilerine iştirak ve vergi suçu raporu yazılacak mıdır? Hiç değilse bu yöneticilerin disiplin sorumluluğu olacak mıdır?
  • Gerçek usulde vergilendirilecek bu kadar mükellefin muhasebesi hangi teknik altyapı ve bilgi ile odalar tarafından tutulacaktır? Bu esnafların mevzuatta yer alan yükümlülüklere uyup uymadıkları kim tarafından kontrol edilecektir? Örneğin bir mükellefe vergi idaresinden izaha davet yazısı geldiğinde bu mükellefin müşavirliği oda tarafından yapılacak mıdır? Doğru yönlendirmeler yapılmadığında esnafın uğrayacağı zararın sorumlusu kim olacaktır?
  • Esnaftan muhasebe ücretini odalar toplayacağına ve bu durumda Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca iktisadi işletme oluştuğuna göre, kuruluş amaçlarına aykırı olarak devasa muhasebe ofislerine dönüştüreceğiniz bu meslek odalarından kurumlar vergisi beyannamesi istenecek midir?
  • İşi ehline bırakmayı şiar edinmek gerekirken, liyakati olmayan kişi ve kurumlara iş yaptırmaya kalkmak hangi bilim, felsefe ve inanış ile bağdaşmaktadır?
  • Belgi de en acı soruyu şöyle sormak gerekmektedir. Kamu İdaremiz, ne zaman her türlü mali politikayı sahada uygulayan muhasebe camiasının hayrına ve lehine bir işe imza atacaktır?”

Unutulmamalıdır ki, muhasebe meslek menuspları tüm mükelleflerin yanı başındadır ve siyasi bir etki değerlendirmesi yapılacak ise bu camia en başta göz önünde bulundurulmalıdır.

“Sürecin takipçisi olacağız”

Açıklamasının sonunda sürecin takipçisi olacaklarını belirten Çekiç, şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “TÜRMOB, Odalar ve 135 bin kişilik meslek camiası olarak vergi sisteminde onarılmaz hasarlar açacak bu düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz. Bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmaması halinde her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceğimizi, akıl ve mantığın almadığı bu çarpık uygulamanın destekçisi olmaya tevessül edecek meslek mensupları hakkında da her türlü tedbiri alarak mesleki düzen sağlayacağımızı buradan kamuoyuna ilan ediyoruz.

Mesleğimizin onuru, hukukun üstünlüğünü ve kamu yararını savunmak için her türlü demokratik mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna bir kez daha ilan ederiz.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
sinirli
Sinirli
İşi ehline bırakın!    
Yorum Yap
Giriş Yap

Balıkesir Birlik Gazetesi - Son Dakika , Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!