Medyanın eski hali güzeldi. Radikal vardı, Yeni Yüzyıl vardı… Milliyet şimdiki gibi boş, Amiral Hürriyet şimdiki gibi batmış, nazar boncuklu Sabah şimdiki gibi boncuğu kırılmış değildi. Tercüman vardı. Muhafazakar ama fikri açıdan dolu dolu bir...
İyilikle kötünün savaşı hep vardı, yine var, yarın da var olacak. Yaşama umutla bakmamızı sağlayan şeyler, doğrular, iyilikler, güzellikler değil mi?.. Herkes iyinin kötünün ayırdında ama etrafta kötülükler artıyor… Çocukları koruyamıyoruz. Hayvanları koruyamıyoruz. Kadınları, kız...
10 Ağustos’ta Sındırgı sallandı. Pek çok il de sallandı. Bir kişi hayatını kaybetti, ucuz atlattık, metruk evler dışında da Sındırgı merkezinde bir bina yıkıldı! Ama korkusu devam ediyor depremin, çünkü daha iki hafta olmadı üzerinden...
Bakan olmak ile bakan olmak arasında dağlar kadar fark var farkında mısınız?.. “Oku baban gibi, eşek olma” ile “Oku, baban gibi eşek olma” cümlelerindeki uçurumda en azından virgül işareti konuyu çözüyor. Burada virgül falan da...
Bulamadık yazıya başlık. Adını siz koyun bugün bu fotonun. Dünyanın en çirkin fotoğraflarından biri olsa gerek. Vahşi. Açgözlü. Çok ama çok çirkin. Bu fotoğrafı alıp bakan kimse “altın” savunması yapamaz… Ki olur olmaz, bilir bilmez...
Cemal Reşit Rey tarafından yazılan muhteşem operetin sözleri ne de güzeldir. Bugünün gençliği duyduğunda belki merak edip shazam’lıyordur ama spotify’da özellikle dinlemediği de günümüz gerçeği. Oysa… Rey öyle döktürmüş ki cuk oturuyor kelimeler zamansız… “Dolu...
Gerçekten merak ediyoruz, iktidar kanadı sadece penguen kanalları izleyip kendi bünyelerindeki medyayı mı takip ediyor?.. Çünkü ancak bu şekilde sokaktan bu kadar kopulabilir. Vatandaşın gündemiyle kendi gündemleri arasında öyle bir uçurum var ki! Mutlu azınlık...
Devlet kurumları öylesine planlı ve programlı çalışıyor ki(!), DSİ’nin yaptığı dere ıslah çalışmaları (bunu da anlayan pek yok ya, ne fayda getirecek, ne kadar elzemdi, doğal görüntü gitti beton geldi, çok mu taşıyordu bizim Çay...
