DİN İNANCI TOPLUMLARI NASIL GERİ BIRAKIR?

Dünyaca ünlü tarihçi- Yazar Bernard Lewis; İnsanlık, tarih boyunca inanca bağlı iktidarı, özellikle Avrupa’da, bütün ortaçağ boyunca yaşadığını ve o yüzden durakladığını savunur. Avrupa’nın, ancak kilisenin boyunduruğundan kurtulunca gelişti! Bernard Lewis, İslam dünyasının, dinin egemenliğinden bir türlü kurtulamadığı için gelişemediğini ve o yüzden Hıristiyan Avrupa tarafından sömürüldüğünü iddia etmektedir. Bernard Lewis konuya ilişkin eserlerinde gerek Hıristiyan Batı dünyası ve özellikle Avrupa’da, gerekse Müslümanların büyük çoğunluğunu oluşturduğu Doğu’da, tarih boyunca iktidarın halka benimsetilmesinin ana yönteminin hep din ve mezhep olduğunu öne sürmektedir. Din, tarih boyunca doğuda da ve batıda da köleliğe mahkûm edilen köylüler için yöneticiye itaat, Tanrı’ya Allah’a itaat etmenin önkoşulu olarak dayatıldığını anlatırken aslında iktidardaki din adamı politikacı ilişkisinin çok karmaşık bir nitelikte olduğunu kaydetmektedir. Avrupa’da kralları, imparatorları aforoz edip yalınayak huzuruna getirten papalar, papaları dinlemeyip kendi kiliselerini kuran krallar olmuştur. Osmanlı’da da kimi zaman padişahların şeyhülislamı idam ettirmesi, kimi zaman da şeyhülislamların padişahı tahttan indirmesi şeklinde olaylar hep yaşana gelmiştir. İslam ülkelerinin niçin geri kaldığını irdeleyen yazarların görüşlerinden yararlanarak oluşturmaya çalıştığım bugünkü yazımda Merdan Yanardağ’ın “İçtihad Kapısı” adlı kitabında Gazzali’nin dogmatizm yoluyla Selçuklu Devleti’ne verdiği zararları anlattığına bilhassa dikkat çekmek isterim. Ayrıca yakın zaman hayata veda eden büyük Ortadoğu uzmanı Prof. Bernard Lewis, “Faith and Power”, (İnanç ve İktidar) adlı kitabından kısa alıntılar yaparak göndermeler yapmak istiyorum. Bernard Lewis’in o kitabının alt ismi, “Religion and Politics in the Middle East” yani (Ortadoğu’da Din ve Politika) adını taşımaktadır. O kitap Türkçeye “İnanç ve İktidar & Orta Doğu’da Din ve Siyaset” adıyla çevrilmiş ve Akılçelen kitapları tarafından yayımlanmıştır. “Modern Türkiye’nin Doğuşu” adlı muhteşem kitabı ile Türkiye’yi de çok iyi bilinen Bernarda Lewis, yeni kitabının “İslam ve Liberal Demokrasi” adlı dördüncü bölümünde çok ilginç görüşler dile getirmektedir. Lewis, öncelikle bir durum saptamasıyla işe başlamaktadır: “Uluslararası İslam Konferansı’nı oluşturan kırk altı bağımsız devlet arasında sadece bir tanesi, Türkiye Cumhuriyeti Batı ölçülerine göre demokratik olarak nitelenebilir. Ancak orada bile özgürlüklerin yolu engellerle kuşatılmış olabilir.” Bence Bernard Lewis’in en harika saptamalarından biri, çağdaş demokrasilerle Ortadoğu demokrasisinin farkını, para ve iktidar ilişkisi üzerinden açıkladığı satırlardır; “Modern Amerika ile klasik Ortadoğulu siyasal sistemleri karşılaştırırsak, aradaki fark şöyle ifade edilebilir: Amerika’da iktidar parayla satın alınır. Ortadoğu’da iktidar para kazanmak için kullanılır.”  Yukardaki saptamanın, Türkiye’deki demokrasinin kimi çevrelerce en temel sorunlarından biri olduğu öne sürülen, iktidar yoluyla zenginleşme, yeni zengin yaratma, adam kayırma ve yolsuzluk yapma gibi mide bulandırıcı süreçleri de kapsadığı açıktır. Lewis, modernleşme ve küreselleşme süreçlerinin etkilerinin de demokratikleşme sorunlarının çözümüne yardımcı olmadığını, kimi zaman tam tersine sonuçlar verdiğini de şu satırlarla belirtiyor: “Demokrasinin önündeki geleneksel engeller, bölgedeki modernleşme süreçleri ve son gelişmelerle pek çok bakımdan güçlenmiştir. Devletin insanlar üzerinde egemenlik kurma ve onları terörize etme gücü modern metotlarla büyük ölçüde artmıştır. Otoriter yönetim felsefesi, ithal edilen otoriter ideolojilerle güçlendirilmiş ve keskinleştirilmiştir. İthal edilen bu otoriter ideolojiler, bir yandan liderlerin ve yöneticilerin yaptıklarına meşruiyet kazandırırken öte yandan halklarını ve taraftarlarını fanatize eder.” 

Bernard Lewis, kanaatim odur ki, sanki ülkemiz iktidarının evrensel siyasal İslam ile bütünleşen ideolojisini, bu ideolojinin uygulamalarını ve bu sürecin Türkiye’de oluşturduğu tehdidi anlatıyor gibi gelmektedir. Bilmiyorum, sizde aynı kanaati taşıyor musunuz?..