Senin de çevrende başlar görevin
Uygarlıktır, sevgi, saygı, ödevin
Medeniyet, senin çağın gereğin
Bir mürşittir, yolu ilme bağlayan
Fidan diken senin güzel ellerin
Lavantalı leylak kokan güllerin
Çevre senin, ruhundaki bedenin
Yüzündeki ışık seli çağlayan
Kök üstünde duran, fidan evlattır
Asrı saadet, bilesin ki cennettir
Ağaç kesmek, cinayettir cinnettir
Her bir dalı, kırıldıkça ağlayan
Yağar altın, gölette gümüş olur
Set vurulur, barajlarda su durur
Akciğerdir, orman durmadan solur
Kanımdaki, kıvılcımı sağlayan
Nurdan ışık, sıcaklığında gülen
Milli parkta, pürneşe hayat süren
Fikrinde yaşatıp, gözüyle gören
Bir kıvılcım, yürekleri dağlayan
Bayramlarda, renklenir şenlik durur
Salıncakta sallanır, bebek uyur
Çayır çimen üstünde piknik olur
Yorgunları, gölgesinde eğleyen
Gerdanlıktır, o zümrüt yeşil taşı
Yağmur tutar, dumanlı yüce başı
Bitki harçtır, erozyonlara karşı
Kollarında ninnileri dinleyen
Hep birlikte, sahip çıkmazsak yurda
Teslim olur, elma dalında kurda
Soy temeldir, mekan olmazsa hurda
Ölçü olur, kalıplara sığmayan
ATATÜRK’tür harca ilk tohum atan
Ebedi milletin bağrında yatan
Muasır devletler, safına katan
Gerçeklerdir, bizi ona bağlayan
Öz Ali YILMAZ
Yorum yapın