BİR DAHA GEL SAMSUNDAN
Bir daha gel gel Samsun'dan
Sarı saçlım mavi gözlüm
Nerde nerede neredesin dost…
Aşık Mahsuni Şerifin dizelerinden selam olsun Atamıza. Tarihler 19 Mayıs 1919’u gösterdiğinde, küllerimizden yeniden doğacağımız bir meşalenin yanışına şahitlik etmişti dünya. Dosta ferahlık düşmanlara korku veren “Ya İstiklal ya ölüm” diyerek çıktığı kutlu yolda bize kocaman bir ülke hediye eden yıkılmaz Cumhuriyet Türkiye'si bırakan atamıza selam olsun...
Mustafa Kemal’in yeni hayatı, 1919 Mayısının 19’uncu günü Samsun’da Anadolu’ya ayak basmasıyla başlar. “Ben, 1919 yılı mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.” Atamız bu cümlelerle anlatıyor o özgürlük meşalesinin yandığı zamanları. Yurdun dört bir yanı düşman işgalinde ve Mustafa Kemalin başını çektiği, inanmış bir avuç vatanperver insanla yola çıkıyor.
Mustafa Kemal, Atatürk soyadı alana kadar çok bedeller ödedi. Tüm yaşamını yüce Türk Milletine feda etti. Hayatı cepheden cepheye koşmakla geçti. Kolay ATATÜRK olunmuyor.
1.Dünya Savaşı 4 yıl sürdü. Yani 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen, Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı.
İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık. Kafkas Cephesi’nde Sarıkamış’ı Rus ordusundan almak için savaştık. 90 bin asker donarak öldü. Lojistik destek gelememişti çünkü. Zaten açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler. Kimi anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı. Bir daha uyanmadılar…
Çanakkale Cephesi. Zafer kazanıldı ama bedeli 500 bin insanın ölümü oldu. 253 bini asker, gerisi sivildi. Tarihçiler, hastalıktan ölenlerin bu sayının iki katı olduğunu söyler. Bir de o dönem üç lisenin mezun veremediğini. Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri. Çünkü elleri silah tutuyordu, çocuklardı, dönmeyi düşünmemişlerdi. Dönemediler, tarihe “meçhul çocuk asker” olarak geçtiler. Çoğunun ismi de mezarı da yok, Çanakkale’de yatıyorlar!
Kurtuluş Savaşı. Doğu Cephesi’nde Ermenilerle, Güney Cephesi’nde Fransızlarla savaştık. Doğu Anadolu tamamen kurtarıldı, TBMM resmen tanındı. Maraş, Urfa, Adana ve Sakarya’da zafer kazandık. Fransızları yurttan temizledik.
Şehirlerimize; Gazi, Kahraman, Şanlı isimleri verdik.
Batı Cephesi daha kanlıydı. 1. 2. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Savaşı yaşandı.
Sakarya Savaşı, tarihe en çok subayın şehit olduğu savaş olarak girdi. İtalyanlar Muğla ve Antalya’dan çekildi.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu başlattı! Dumlupınar Meydan Muharebesi’nden sonra “İlk hedefiniz Akdeniz ileri” dedi. Yunan ordusu İzmir’e kadar kovalandı, İzmir düşman işgalinden kurtarıldı! Batı Anadolu düşmandan tamamen temizlendi. Konferanslar, kongreler, ateşkesler, anlaşmalar…
Kurtuluş Savaşı da 4 yıl sürdü. 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Binlerce şehit verdik. O binlercenin yine iki katından fazlası bulaşıcı hastalıktan öldü. Evladını beşikte bırakan Nene Hatunlar Kocasını toprağa verip cepheye koşan Kara Fatmalar. Çocuk, yaşlı, kadın demeden...
Atamızın önderliğinde bizlere 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı, 30 Ağustos’u, 29 Ekim’i bıraktılar.
Bin bir bahane ve yasaklarla kutlayamadığımız Milli Bayramlarımızı.
Kim ne anlatırsa anlatsın kim ne söylerse söylesin Mustafa Kemal Atatürk ismini yurdumun, Anadolu'nun velhasıl Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinden hiçbir gücün silmeye gücü yetmeyecektir. Bu vatan var oldukça, payidar kaldıkça, ilelebet yaşayacaktır. Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!
Sağlıcakla…
Yorum yapın