DOBRA DOBRA

Geçen cumartesi bu sütunlarda yayımlanan yazımda dile getirdiğim ve bugünkü yazımın başlığında da
bilhassa belirttiğim gibi; Çünkü ‘Balıkesirliler bıçak kemiğe dayanınca hep gereğini yapmıştır,
yapacaktır’ sonsuz biçimde buna inanıyorum!..
O yazımda da uzun uzadıya tarih sürecinden örnekler verip anlatarak belirttiğim gibi;
Balıkesir, dolayısıyla Balıkesirliler, bilhassa 100 yıllık geçmişinde Cumhuriyet’in kuruluşundan bu
yana hatta daha önceki süreçte işgal yıllarında dahi hep güçlü olanın yanında yer almışlar, muktedir
olanın yanında saf tutmuşlardır. Balıkesirliler bireysel açıdan taşıdıkları kaygılar ve bu nedenle
yaptıkları ince hesaplar(!) nedeniyle sosyal ya da siyasal tercihlerini günümüze değin hep bu
felsefeyle belirlemiş, bu zihniyete uygun biçimde hareket etmiş, yani vicdani, etik ilkelere göre
değil, menfaatleri neyi nasıl yapmalarını gerektiriyorsa, ona göre saf tutarak ‘bal tutunca daima
parmaklarını yalayacaklarını zanneden’ biçimde davranmakta asla beis görmemişlerdir, ta ki bıçak
kemiğe dayanıncaya, sabrın sınırları zorlanıncaya kadar!.
Geçen cumartesi ve bugün yazdıklarımdan dolayı Balıkesir’in ve Balıkesirlilerin geçmişine hakaret
etmeye yeltendiğim, hatta hak etmediği biçimde sert eleştiriler getirdiğim sakın ola ki düşünülmesin!
Bu yazdıklarımla Balıkesir’in gelmişinin de geçmişinin de bir anlamda vicdan muhasebesini, yani
özeleştirisini yaparak unutulan, unutturulmak istenilen, hiç anımsanmayan, anımsatılması ve
konuşulması istenmeyen bazı acı gerçeklerini cesaretle ortaya koyarak günümüzün ahval ve şeraitine
ışık tutmaya, gerçeği görmesine yardımcı olmaya çalışıyorum. Maksadım sadece bundan ibarettir!.
Peki, Balıkesirliler neden böyle davranıyor, ne uğruna her şeye boyun eğiyor, gidene ağam, gelene
paşam diyor, hep düzenden yana, iktidar olandan yana davranıyor, hep muktedirin yanında saf
tutuyordu?
Bu sorunun yanıtı, bence gerekçesi, sebebi şudur; Balıkesirlilerde öteden beri doğru olduklarına
inandıkları şu mantıkla hareket etmektedir;
“Eğer güçlü olanın veya görünenin yanında yer alırsam, onların yanında saf tutarsam, seçimlerde
onlara oy verirsem, evladım, gelinim, damadım yahut torunum veya bir başka yakınım, devlet
kapısına gittiğinde torpil çarkı hemen benden yana işlemeye başlar, o kapı asla yüzlerine
kapanmaz, başkaları gibi iş, güç sahibi olmakta sıkıntı çekmezler. Bende belediye de ya da herhangi
bir devlet kurumuna gittiğimde kolayca işimi gördürürüm, sorun yaşamam, yaşarsam da bir
telefonla her şey hemen halledilir.”
Adına ‘partizanlık’ adam veya ‘yandaş kayırmacılık’ ya da her ne derseniz deyin bu mantığa dayalı bir
düzen tüm yurtta olduğu gibi Balıkesir’de de günümüze değin bazen ağır aksak biçimde olsa da
yürüdü gitti. Halen kısmen de olsa ağır aksak biçimde o çürük düzen yürütülmeye çalışılmaktadır.
Ancak 2017’deki Cumhurbaşkanlığı Hükümet sitemi denilen yeni düzene geçişi sağlayan Halkoylaması
sonuçlarına Balıkesir ölçeğinde bakıldığında rüzgar cılız biçimde de olsa tersten esmeye başlamıştır.
Peki, ne olmuştur da rüzgarlar tersten esmeye başlamıştır?.
Pek yakında ayrıntısıyla anlatmaya başlayacağım. Lütfen sabırla bekleyin!..