“DÜNYA ORTALAMASI 200, TÜRKİYE’DE 313 METREKARE”

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, bu sefer de hastanelerle ilgili konuştu. Dünya genelindeki hastanelerin işleyiş sistemleri ile Türkiye’deki hastanelerin işleyiş sistemleri ve yönetimleri hakkında konuşan İYİ Partili Turhan Çömez; yaptığı açıklamalarına ilk olarak şöyle başladı: “Bir hastanenin mekanı neye göre belirlenir? Çok teknik ve çok karmaşık birçok hesabın yapılması gereken bir süreçtir bu. Size bunu izah edeyim. Bir hastanenin mekanlarının dizaynı yani yatak başına düşecek olan kapalı alanın dizaynı bazı kriterlere göre yapılır. Mesela işletme maliyeti çok önemlidir. Hastaların güvenliği çok önemlidir. Çalışanların konforu ve hizmetlerin kolay ulaşabilir olması çok önemlidir. Bütün bunlar hesaplanır ve 1 yatak başına; bir hastanede kapalı alanın dizaynı yapılır. Dünya genelinde bu alan ortalama 150 – 200 metrekaredir. Yani 1 yatağa 200 metrekare kadar kapalı alan tesis edilir. Bu modern dünyanın, tıbbın onayladığı ve ideal bulduğu bir yaklaşım tarzıdır.”

BUNUN ARKASINDA RANT VAR

Sözlerinin devamında Türkiye’de yatak başına tesis edilen kapalı alanın 313 metrekare olduğunu dile getiren Çömez; bu olayın arkasında rant olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “İngiltere’ye gelelim. Burada bu rakam 80 metrekare. Çünkü İngiltere, dünyanın en cimri ülkelerinden biridir ve alanı kısıtlaya kısıtlaya 80 metrekareye kadar düşürmüştür. Olabilecek en büyük kısıtlamaya giderek olabilecek en büyük tasarrufu yapmaya çalışmıştır. Gelelim dünya ülkelerine. Modern dünyada üst düzey hizmet veren hastanelerin çoğunda bu rakam 150 – 200 metrekaredir. Peki Türkiye’de ne kadar? İlk olarak özel hastanelerden başlayalım. Eski Sağlık Bakanı, Türkiye’deki en büyük özel hastaneler zincirine sahip ya, işte onun hastanelerinde 1 yatağa karşılık 100 ila 120 metrekare kapalı alan tesis edilir. Peki şehir hastanelerinde ne kadar? 313 metrekare. Peki 313 metrekarenin kerameti ne? Buradaki gizli niyet ne? Burada hastalar geniş mekanlarda gezsin, yatsın yuvarlansın diye mi? Birincisi, burada akıl almaz bir işletme maliyeti var. İkincisi, çok ciddi bir zaman kaybı var. Çünkü o geniş alanlarda hekimlerin bir bloktan diğer bloğa gitmeleri inanılmaz bir zaman kaybı. Hastaların hizmete ulaşması büyük bir sıkıntı. Tüm bunları ayrı ayrı tartışmak lazım. Bunların hiçbirisi düşünülmesi. Sadece devlet ya da bu aziz millet; kamu özel iş birliği projeleri ile yapılan bu hastanelerin müteahhitlerine metrekare başına kira ödüyor. Yanlış duymadınız. İngiltere’de 80, özel hastanelerde 120 olan metrekare, bir anda bakmışsınız şehir hastanelerinde 313 metrekare olmuş. Akıl alır gibi değil. Arkasında rant var talan var. Peki kim attı bu imzayı. Tabii ki Erdoğan’ın bilgisiyle Sağlık Bakanı attı. Nasıl elin vardı da bu imzayı attın? Sadece bizi değil, bizim yavrularımızı ve torunlarımızı ipotek altına aldın eski bakan. Sana yüzlerce soru sordum. Hiçbirine cevap vermedin. Hiç olmazsa elini vicdanına koyaydın da bunu bari yaparken milleti düşünseydin. Maalesef böyle bir anlayışla devlet üç kat daha soyuldu. Sadece biz değil, bizden sonra gelecek olan nesiller bile bu soygunun pençesine esir edildi.

HABER: SERMİN ASLAN